04 Kasım 2004
Barış
ev taşıyacak, taşıyıcı bi firma bulmaya çalışıyor.
Barış:
Kardeşler, taşımacı
şirketlerinizden memnun kaldıysanız lütfen telefon numarlarını
gönderebilir misiniz?
gönderebilir misiniz?
Aslan:
Bizimki sana kaba olur.
Tek tip elbiseli, gerekiyorsa odanın resmini çekip öyle taşıyanlar varmış, onlardan
ara derim ben ve bunu en iyi de elemanın Banu bilir, asalet babından..
Barış:
Bak n diyo bu
manyak....
Banu:
Uyduruyo, yani asil
olduğum muhakkak da, asaletin gereklerini yerine getirebilmek de imkanlarla
sınırlı biliyosun, yani demem o ki ben de en son 2 sene önce uyduruk bi
şirketle taşındıydım, bu seferki taşınma ise aile içinde kaldı biliyosun, bu
durumda sana yardımcı olamayacağım...
Barış:
Peki
14 Şubat 2005
İsviçre’den
dönüşte fotoğrafları yolluyorum…
Banu:
Daha resim var da iş
yerinde bu kadar bakabildim, sonra gene yollarım...
Apla:
Ayaklarımın daha az başrolde
olduğu başka fotoğraf yok mu? Valla photoshop'tan falan anlayan birilerini bul
ve o ayakları oradan kaldırt pls.
Banu:
Niye telaşlanıyosun,
kokmuyolar ki... Sen asıl benim popoma bak, tam göstertmişim yani...
Apla:
Sen poponun her tarafını
göstersen ne olacak ki?
Banu:
Ben ne duydum? Sen
şimdi bana kötü bişi dedin di mi? Benim demem o ki, herkes kendisiynen
uğraşıyo, yani bakarsan Selami’nin ayakları da fena diil, benim kocam da koltuğun
arkasına saklanmış, kedi kapar diye mi düşündü nedir? Saku'nun kafası da
Ege'ninki kadar. Ay yan ofiste biri odun kırarcasına çekirdek yiyo, şimdi gidip
her birini kıçına sokacam, ne dersin?
Apla:
Ofise kotla felan
gitmek gibi leylulbaliliklerinizi biliyordum da çekirdek çitletmek ilginç bir
rahatlık. Benim memurlarımdan biri büyükelçilikte çekirdek çitletse ben ne
yaparım aceba?
Banu:
Ay hemen bin tepesine,
valla çok sinir bozucu bi ses, çat çat çat deli ediyo insanı.
Cuma günü sabah 9
civarında okuldan aradılar "Ege düştü, kafasını çarptı, önemli bişey
görünmüyo ama haber verelim dedik" diye. "Alnını mı çarptı kafasının
arkasını mı?" dedim. Alnını çarpmış. Bişi olmaz, dedim kapadım telefonu. 1
saat sonra tekrar aradılar "Ege'nin alnı çok şişti, midem bulanıyo, başım
dönüyo diyo, siz isterseniz bi doktora danışın" dediler. Ben de Ege'nin
doktorunu aradım, o da bana demez mi "annesi, siz HEMEN bi film
çektirin" diye. Bende şafak attı! Allahtan o gün arabalıyım, gittim Ege'yi
aldım. Alnına bi yumurtanın yarısını kesip koymuşun gibi görünüyo, neyse
götürdüm hastaneye, doktor muayene etti falan, "bir şey yok gibi
görünüyor, zaten filim çeksek o sadece kırık gösterir, alın kırıklarına zaten
bir şey yapamıyoruz, kendi kendine düzeliyor, asıl içerde bir hasar olup
olmadığını anlamak için tomografi çekilebilir ama bence ona da gerek yok"
dedi. Ben de
"siz tomografiyi çekin" dedim. 2 gün kafayı mı yicem çocuğun başında, midesi mi bulandı, başı mı ağrıdı, ay bayıldı, ay ayıldı diye. Allahtan çektirmişim yoksa cidden kafayı yerdik çünkü o şiş (buza ve jele rağmen) cumartesi günü büyüdükçe büyüdü, genişledi, burnunun iki gözün arasındaki kısmı şiştikçe gözler birbirinden uzaklaşıyor, göz kapakları şişti, sağ göz yarı yarıya kapandı, çocuun suratı amorf bi şekil aldı, öyle kötü görünüyordu ki inanamazsın, bi de bi yandan da morarıyo tabi, götü başı dağıttı yani. Ulan, dedim, onca dağda belde bi bok olmadı da burada merdiven çıkarken başına gelene bak!
"siz tomografiyi çekin" dedim. 2 gün kafayı mı yicem çocuğun başında, midesi mi bulandı, başı mı ağrıdı, ay bayıldı, ay ayıldı diye. Allahtan çektirmişim yoksa cidden kafayı yerdik çünkü o şiş (buza ve jele rağmen) cumartesi günü büyüdükçe büyüdü, genişledi, burnunun iki gözün arasındaki kısmı şiştikçe gözler birbirinden uzaklaşıyor, göz kapakları şişti, sağ göz yarı yarıya kapandı, çocuun suratı amorf bi şekil aldı, öyle kötü görünüyordu ki inanamazsın, bi de bi yandan da morarıyo tabi, götü başı dağıttı yani. Ulan, dedim, onca dağda belde bi bok olmadı da burada merdiven çıkarken başına gelene bak!
Biz tabi ailecek bütün
hafta sonu çocuğun suratına bakıp bakıp "ah çocum, vah çocum, ay
bakamıyorum, ay şurası da şişti, a-ah gözü mü kaydı ne, salak olur mu ki"
vb. laflar ederek kendini iyice kötü hissetmesini başarıyla sağladık.
Deniz de Pazar günü
"bugün banyo yaptırmasak mı?" diyerek olaya değişik bi açıdan
yaklaştı. "Niye? Suçiçeği mi lan bu?" dedim. Yani öle düşündüm,
herhalde vucudunun her yerinde şişlikler çıkar diye korkuyo. Töbe töbe,
herkesin nevri döndü yani.
Neyse, bu da böle bi
anımızdı, ortalama olarak 2 ayda 1 acildeyiz, valla bıktım artık, çok yoruldum.
Apla:
Geçmiş olsun. Okula
falan gidebiliyor mu? Hatırlamıyor musun sen de koşa koşa gidip radyatörlere
kafayı geçirmiştin, aynen yumurta yarısı kadar bir şiş de senin alnında olmuştu.
Banu:
Allahtan olay Cuma günü
vukuu bulduğundan, Ctsi. Pazar dinlendi (sayılır), dün okula gitti, gerçi
kendisi görüntüsünden hiç memnun olmadığı için istemedi gitmeyi ama, oğlum,
dedim, hani bugün gitmeyip yarına düzelecek birşey değil ki, bunun geçmesi
zaman alacak, falan filan, neyse ikna oldu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder