07 Ocak 2008
Banu:
Şimdi netçe
itibariynen, kötümüzü kaydırmaya ayın kaçında nereye gidiyoruz, kaç gün
kalıyoruz?
Apla:
30’unda gidiyoruz,
4’ünde dönüyoruz, Sarıkamış Öğretmenevi’nde kalıyoruz. Uçağa
adambaşı 250 kaat ödüyoruz
adambaşı 250 kaat ödüyoruz
Banu:
250.......mi??? Bu
durumda öğretmenevinde 10 liraya kalacaz diye düşünmek istiyorum...
Apla:
Ne yani Erzurum da 200
kaattı. Öğretmenevi devlet misafirhanesi gibi bir şey. En fazla adam başı 50
kağıda kalırız diye düşünüyorum.
Banu:
Haaa, e o zaman 80-90
lirayı ben kötümden uydurmuşum. Ama zaten her halükarda çok ucuza çıkıyoruz, vatan
sana minettardır ey ulu apla.
Apla:
Selami’ye kalsa 500
kaatlık beş yıldızlı otelde kalacaktık. Kalacağımız yerin yıldızı olmayabilir,
Ege bize kağıttan yıldızlar keser kötümüze yapıştırırız
Banu:
Süper fikir, yaldızlı
olsun ama.
17 Ocak 2008
“Faydalı
bilgiler” diye “şunu yiyin bunu yemeyin” yazılarından biri…
Banu:
Yav karrrrdeşim,
bunların hepsini uygulamaya kalksak, her gün işi gücü bırakıp bunlarla
uğraşmamız gerek, tek başına uğraşmak da yetmez, ciddi bir Master Program Plan hazırlayıp
ona göre yaşamalıyız, dinnnk su saati, dinnnk lahana suyu saati, dinnnk
metabolizma hızlandırıcı çorba saati, dinnnk elma saati, dinnnk elma sirkeli su
saati (bunu yapıyorum, yani her sabah aç karna bir bardak sıcak suya elma
sirkesi ve bal koyup içiyorum), dinnnk dereotu saati, dinnnk üzüm çekirdeği saati,
dinnnk sıcak su... ayayayay vallayi yaşanmaz böle...
Aslan:
Az ye, çok su iç, bol
bol gül.
17 Ocak 2008
Barış:
Enteresan ve hoş ve
lüzumsuz bir bilgi: Yabancı bir arabaya bindiniz. Benzin azaldı. Benzin
istasyonuna gireceksiniz. Acaba bu arabanın benzin deposu sağda mı yoksa solda
mı? Cevap cok basit, benzin göstergesine bakın orada bir pompa işareti var.
Eğer depo sağda ise hortum ve tabanca pompa şeklinin sağında, solda ise
hortum+tabanca arabanın solunda.
Aslan:
Dakika beklemeksizin
kitaba ekliyorum (Aslan’la Barış ortak
bir kitap yazıyorlardı, ona nazire yapıyor. Sonradan kitaplarını yayınladılar
da) Kahramanımız depo sağda mı solda mı derken pompaya bindirmiştir,
olaylar gelişir.
Banu:
Ayrıca da zaten bu
bilgi yanlış, ya da yorum farkı var. Yani bizim arabadaki benzin göstergesinin
pompası sağda, halbuki bizim arabanın benzin deposu kapağı solda, bu durumda
"sağdaysa sağda, soldaysa solda" değil, "sağdaysa solda,
soldaysa sağda" olmalı gibi. Yani göstergedeki pompa, benzin deposu
kapağının hangi tarafta olduğundan ziyade pompanın ne tarafına yanaşacağımızı
gösteriyor bence.
Aslan:
Madem detaya daldık tam
olsun. Benim arabamda da benzin göstergesi sağda, depo solda ama göstergedeki
benzin pompasının üstündeki doldurma ünitesi sağda mı solda mı, onu
anımsayamıyorum. Belki de yönü gösteren o’dur denmek istenmiştir. Ki zaten
metinde de öyle yazmaktadır. Kahramanımız olayı tam çözememiş ve bakışlarına
bir donukluk gelmiştir, birden aklına benzinsiz kaldığı o soğuk Tibet geceleri
düşmüştür nedense.
Banu:
Uzmanlara mı danışsak?
Gene endişelenecekler, zaten onların da neden hep endişeli olduğunu
anlamamışımdır, yani hep "uzmanlar endişeli"dir. Kar yağar diye, sel
olur diye, su içmeyiz diye, spor yapmayız diye, evliyiz diye, boşanıyoruz diye,
uzun topuk giyoruz diye, çok düz giyiyoruz diye, gürültü var diye, yok diye,
yani vara yoğa endişelidir bunlar, zavallılar.
Ben bi de hep merak
etmişimdir, fincanın kulpu sağda mıdır solda mıdır?
Aslan:
Bunu bilemeyecek ne
var, elbette tuttuğun taraftadır.
Barış:
Bi daha sizi hiçbir
konuda bilgilendirmeyeceğim. Cahal kalın.
Aslan:
Üzme beni, arabaya
biner binmez ilk bakacağım nokta ekrandaki yakıt pompası olacak. Ama kitaba
şöyle bir katkıyı da hor görme. Kahramanımız hızla hareket ederken, ekranda
yakıt pompasını göremeyince biran irkilir ama sonra bindiğinin otomobil değil
bir uçan halı olduğunu anımsayınca, huzur içinde halısına uzanır…
22 Ocak 2008
Banu:
Ben öğlen yokum, Güneş
bize döner ısmarlayacak, size afiyet olsun.
Barış, mesajından bugün
geleceksin gibi anlamıştım, eğer geleceksen, istediğin raporun printini aldım,
yemekten sonra bölüme uğrarsın herhalde, o zaman görüşürüz.
Barış:
Bu kaçıncı? Geleceğimi
bile bile neden başkalarina randevu verirsin anlamam. Yok, artık beni
sevmiyorsan açık açık söyle.
Banu:
Ama konu döner olduyu
için ve de sadece haftada 1 çıktıyı için ve de aslen konu piyango biletlerinden
arta kalanı yemek olduyu için ve de onlarla senle yediğimden daha seyrek (hatta
hiç) yemek yediyim için, "Barış gelecek, öbür hafta olsun" diyemedim.
Baarma bana!!!! Sen de
gözünü çıkarıyosun, asıl sen beni seemiyosun işte...
28 Ocak 2008
Banu:
Annem hafta sonu
"şu baban da bu araya bu işleri sokuşturdu..." diye söyleniyordu,
dayımın evinin tadilatını kastediyor. Ben "hangi araya anne?" dedim,
"canım işte şu ölüm arasına" dedi, "niye, birini daha mı
bekliyoruz" diyecektim, demedim tabi, kadın yemek yemiyor, uyku
uyumuyormuş, dayımın ölümünden beri de (1 Aralık) evden çıkmamış. Nihayet bugün
hastalanmış, vücut hiç bir türlü beslenemiyor, dinlenemiyor, temiz hava bile
almıyor, olacağı buydu. Böyle yas tutuyorum mu zannediyor nedir, anlamadım ki.
Bugün de ablamla telefonda konuşuyoruz,
"annem herhalde aklınca kardeşinin yasını tutuyor, bak abla sen
ölürsen ben yemeğimi falan yerim, ööle yukardan bakıp yas tutmuyorum
zannetme" dedim, o da bana "valla ben de yerim ama eğer bu yas üstü
açlığın zayıflamaya etkisi oluyorsa bir taşla iki kuş da vurabilirim"
dedi. Şimdi bi de anneme üzülecez, n'oluyoruz anlamıyorum ki...
Aslan:
Zorlu konular bunlar. Anneler
böyle demek ki, üzüntüleri de derinden oluyor ve kolay kolay unutmuyorlar. Yararı
ne desen, elbette yok, ama anne işte. Kendini sağlıklı, zinde tutarak bu
durumun geçmesini bekleyeceksin bu durumda sen de.
25 Ocak 2008
Aslan
ile bir ara at yarışı oynuyorduk, yani o oynuyordu, biz para verip ortak
oluyorduk. Bana, bu haftayı yatırmadın, dedi.
Banu:
Bu şimdi 21 Ocak'ın mı
28 Ocak'ın mı?
Aslan:
28 Ocak, sen 21'i zaten
ödemişsin.
Banu:
Bak şimdi! Daha
gelmemiş tarih için mi üzdün ve de panik ettin beni???
Aslan:
28'i doğru, üzmek ve
panik etmek doğru değil, ben sadece yüksek saadetinizi temin için çalışıyorum. Karma'da
ne yazıyorsa o olur.
Banu:
Sen bu karma işine
fazla kaptırdın kendini, bak arkadaşım, bunların hepsi hikaye, fasa fiso,
tırışkadan teyyare, artık ne dersen de, yok yani böyle bir şey, bunların piri
"secret" biliyorsun, o kitap da çok istersen herşeyin olabileceğini
anlatıyor, mükemmel bir kitap, yani nasıl desem, hayatımda yarım bıraktığım 2.
kitap olma özelliğini taşıyor, o raddede yani.
Aslan:
Ben daha 65 sayfa
okudum, zaten kitap çok zayıf. Karma yok biliyorum da, belki marma vardır, ya
da mesela sarma vardır. (ama yok olmadı, sarmaya gelmek için çok kelime
kullandım, espri zayıfladı).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder