13 Şubat 2007
Bi
arkadaşım, “ailecek tek parça sağ sağlim geldiniz mi?” diye sormuş.
Banu:
Geldik geldik, herkes
tek parça, sağlık ve afiyette. İşe atom karınca gibi başladım ama
şimdiden tükenmeye başladığımı hissediyorum, yani Şirket’ten uzak 2 hafta beni ancak 1.5 saat götürebiliyor, bu durumda Şirket’te tam verimli çalışmak için Şirket’ten uzak kalmamız gereken zamana ömür yetmez.
şimdiden tükenmeye başladığımı hissediyorum, yani Şirket’ten uzak 2 hafta beni ancak 1.5 saat götürebiliyor, bu durumda Şirket’te tam verimli çalışmak için Şirket’ten uzak kalmamız gereken zamana ömür yetmez.
Orada bir yığın aksilik
oldu, yani bilgisayar ve internet ile ilgili olarak, sana da mesaj falan
yazamadım. Fakat şimdi görüyorum ki (mesajlarını okudum) duygu endeksin
tavan yapmış. Ben Yvoire'da krep yiyip Cidre içerkene ve Alp dağlarında
İsviçre ile Fransa arasında kötümü kaydırırkene demek sizler böyle
ağlıyordunuz. Vallayi bilsem şurdan şuraya kaymazdım. Ben anladım ben, seni boş
bırakmaya gelmiyor, bir daha giderken seni de götüreceğim, kayman şart
değil, orada yürüyüşcüler de var, sen de yürürsün.
Öptüm
14 Şubat 2007
Banu:
Ege Cenevre-Basel
yolunun 150 km.si boyunca iki göz iki çeşme şeklindeydi. Sonra bir fasıl da Ankara'da
evde senle telefonda konuştuktan sonra şarıl şurul oldu, "teyzem de
teyzem" diye ağıt yakıyor.
Apla:
Ben de burada oğlum da
oğlum diye ağıt yakıyorum. Ama o benden çok buradaki şamata ortamını özlüyordur.
Banu:
Çok mümkün ama senin
üzerinden yapıyor bu işi, yani Selami veya Begüm diye değil "ben Teyzemi
çok özlüyorum" diye ağlıyor.
Apla:
Çocuk aklını kullanmayı
biliyor. Neyse ailede yalnız değilim artık.
16 Şubat 2007
Aslan:
Evde sabah sakince er
saatte hortlamış çorabımı giyecektim ki, sol ve sağ sırtımda ömrümde
hissettiğim en derin sancıyı hissettim, bir kaç dakika sonra sancı azalmakla
beraber yokolmayınca, giyindim ve işyerine geldim, yerimden kımıldamıyorum,
sanırım gece terleme ve üstü açık kalma olayına kurban gittim, şimdi sakin
sakin oturuyorum, daha iyiceyim. Akşam da Mesnevide kitap kulübü üyelerinin
toplantısı var, Cafe Gustoda. Yemekler harika ama sağlık elde olmayınca neye yarar,
fakat Gülsev gitmeyi çok istiyor, evden uzaklaşma hissi benliğini kaplamış, ne
yapsın. Dolayısıyla eve dönene kadar kan kusup, kızılcık şerbeti içtim demekten
başka çarem yok, hem de sonra ona karşı duygu sömürüsü yapmak için
kullanabilirim bu durumu.
Banu:
Aaa, geçmiş olsun, hay Allah,
ağrı kesici falan var mı? Hemen bir tane alaydın. Sırt ağrısı pek hayra alamet
değildir bak korkutma beni, doktora gittin mi? Bence bi git.
E ama sen çok oluyosun
artık, azıcık kendine dikkat et canım, bi de sana üzülmeyelim.
Aslan:
Üşütmeye dayalı olarak
değerlendirdiğim için, doktor ne önerecekse öyle davranıyorum, ağrıkesici
alacak bir durum yok bereket, öğlen yemeğinden sonra sanırım daha iyi olurum.
19 Şubat 2007
“Duy
da inanma...” diyerek, özetle “erkek baştır ama kadın boyundur, başı nereye
isterse oraya çevirir” diyen bir yazı yolladım.
Aslan:
Derin mevzu, konuşmadan
önce danışmalı. Bir de danışıklı dövüş vardır ama o farklı.
Banu:
Valla bence bi derinlik
falan yok, palavra, bu bütün erkeklerin arkalarına sığındıkları bir kuruntu, erkeğin
üstünlüğü kabulünden yola çıkıp, hadi kadınlara da bi paye verelim, diye
yazılmış bir şey.
Senin sırt ağrın
n'oldu?
Aslan:
İyileşti bir ölçüde,
ama nedense 21 yaşımdaki gibi hissetmiyorum.
Banu:
E tabi bu yaştan sonra
genelde insanların kızamık olmaları beklenmez, böyle mafsal-kulunç ağrıları
falan olur, ancak sen dalga geçmesen de bi doktora göstertsen diyorum...
Aslan:
Asıl derdim şu, Ekin arada
bir kulağına dokunuyor eliyle, ateş, süt emme, kaka normal acaba neden
olabilir, 6 aydan önce orta kulak da olmazmış sitelere göre, zaten ateş akıntı
yok, uykusuzluk filan neden olabilir mi?
Banu:
Evet, Ege uykusu
gelince elini kulağına götürürdü, ancak 6 aydan önce kulak problemi olmaması da
pek doğru değil, Ege kulağı yüzünden ilk antibiyotiğini 4 aylıkken kullandıydı
ama Ekin'de başka hiç bir belirti yok, uykudandır...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder