7 Mayıs 2016 Cumartesi

Kayak Dönüşü, Ege'nin Ağıtı, Aslan'ın Sırt Ağrısı

13 Şubat 2007

Bi arkadaşım, “ailecek tek parça sağ sağlim geldiniz mi?” diye sormuş.

Banu:
Geldik geldik, herkes tek parça, sağlık ve afiyette. İşe atom karınca gibi başladım ama
şimdiden tükenmeye başladığımı hissediyorum, yani Şirket’ten uzak 2 hafta beni ancak 1.5 saat götürebiliyor, bu durumda Şirket’te tam verimli çalışmak için Şirket’ten uzak kalmamız gereken zamana ömür yetmez.

Orada bir yığın aksilik oldu, yani bilgisayar ve internet ile ilgili olarak, sana da mesaj falan yazamadım. Fakat şimdi görüyorum ki (mesajlarını okudum) duygu endeksin tavan yapmış. Ben Yvoire'da krep yiyip Cidre içerkene ve Alp dağlarında İsviçre ile Fransa arasında kötümü kaydırırkene demek sizler böyle ağlıyordunuz. Vallayi bilsem şurdan şuraya kaymazdım. Ben anladım ben, seni boş bırakmaya gelmiyor, bir daha giderken seni de götüreceğim, kayman şart değil, orada yürüyüşcüler de var, sen de yürürsün.

Öptüm

14 Şubat 2007

Banu:
Ege Cenevre-Basel yolunun 150 km.si boyunca iki göz iki çeşme şeklindeydi. Sonra bir fasıl da Ankara'da evde senle telefonda konuştuktan sonra şarıl şurul oldu, "teyzem de teyzem" diye ağıt yakıyor.

Apla:
Ben de burada oğlum da oğlum diye ağıt yakıyorum. Ama o benden çok buradaki şamata ortamını özlüyordur.

Banu:
Çok mümkün ama senin üzerinden yapıyor bu işi, yani Selami veya Begüm diye değil "ben Teyzemi çok özlüyorum" diye ağlıyor.

Apla:
Çocuk aklını kullanmayı biliyor. Neyse ailede yalnız değilim artık.

16 Şubat 2007

Aslan:
Evde sabah sakince er saatte hortlamış çorabımı giyecektim ki, sol ve sağ sırtımda ömrümde hissettiğim en derin sancıyı hissettim, bir kaç dakika sonra sancı azalmakla beraber yokolmayınca, giyindim ve işyerine geldim, yerimden kımıldamıyorum, sanırım gece terleme ve üstü açık kalma olayına kurban gittim, şimdi sakin sakin oturuyorum, daha iyiceyim. Akşam da Mesnevide kitap kulübü üyelerinin toplantısı var, Cafe Gustoda. Yemekler harika ama sağlık elde olmayınca neye yarar, fakat Gülsev gitmeyi çok istiyor, evden uzaklaşma hissi benliğini kaplamış, ne yapsın. Dolayısıyla eve dönene kadar kan kusup, kızılcık şerbeti içtim demekten başka çarem yok, hem de sonra ona karşı duygu sömürüsü yapmak için kullanabilirim bu durumu.

Banu:
Aaa, geçmiş olsun, hay Allah, ağrı kesici falan var mı? Hemen bir tane alaydın. Sırt ağrısı pek hayra alamet değildir bak korkutma beni, doktora gittin mi? Bence bi git.
E ama sen çok oluyosun artık, azıcık kendine dikkat et canım, bi de sana üzülmeyelim.

Aslan:
Üşütmeye dayalı olarak değerlendirdiğim için, doktor ne önerecekse öyle davranıyorum, ağrıkesici alacak bir durum yok bereket, öğlen yemeğinden sonra sanırım daha iyi olurum.

19 Şubat 2007

“Duy da inanma...” diyerek, özetle “erkek baştır ama kadın boyundur, başı nereye isterse oraya çevirir” diyen bir yazı yolladım.

Aslan:
Derin mevzu, konuşmadan önce danışmalı. Bir de danışıklı dövüş vardır ama o farklı.

Banu:
Valla bence bi derinlik falan yok, palavra, bu bütün erkeklerin arkalarına sığındıkları bir kuruntu, erkeğin üstünlüğü kabulünden yola çıkıp, hadi kadınlara da bi paye verelim, diye yazılmış bir şey.

Senin sırt ağrın n'oldu?

Aslan:
İyileşti bir ölçüde, ama nedense 21 yaşımdaki gibi hissetmiyorum.

Banu:
E tabi bu yaştan sonra genelde insanların kızamık olmaları beklenmez, böyle mafsal-kulunç ağrıları falan olur, ancak sen dalga geçmesen de bi doktora göstertsen diyorum...

Aslan:
Asıl derdim şu, Ekin arada bir kulağına dokunuyor eliyle, ateş, süt emme, kaka normal acaba neden olabilir, 6 aydan önce orta kulak da olmazmış sitelere göre, zaten ateş akıntı yok, uykusuzluk filan neden olabilir mi?

Banu:
Evet, Ege uykusu gelince elini kulağına götürürdü, ancak 6 aydan önce kulak problemi olmaması da pek doğru değil, Ege kulağı yüzünden ilk antibiyotiğini 4 aylıkken kullandıydı ama Ekin'de başka hiç bir belirti yok, uykudandır...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder