18 Eylül 2007
Merve,
“…Tobias ve Kryon kanallarından farklı zamanlarda gelen bilgiler, Kuantum Sıçramasının …
18 Eylül 2007 tarihinde gerçekleşeceğini ifade etmektedirler… Bu, Maya
Takviminde belirtilen ve 2012 tarihinde gerçekleşeceği söylenen Birlik Bilincine ulaşma noktası olabilir…” falan diye özetlenebilecek uzunca bi yazı yollamış.
Takviminde belirtilen ve 2012 tarihinde gerçekleşeceği söylenen Birlik Bilincine ulaşma noktası olabilir…” falan diye özetlenebilecek uzunca bi yazı yollamış.
Banu:
Ben hiç bi yere
sıçramadım, hiç bişi de bana sıçramadı, kim kime sıçrıyor? Yok foton kuşağı
fotmuş, yok Tobias kanalı Panama kanalına karışmışmış, ne yani ne? Ne
oluyor? Bunun bize faydası var mı? Varsa ne? Yoksa, bütün bunlardan bize ne?
Elalemin sıçraması bizi niye gerdi?
Merve:
Yürü len... Senden ne
köy olur ne kuantum... Ruhsuz şey!
28 Eylül 2007
Bir
kaç gün üstüste öğlen yemeklerinde oğlanları ektim…
Banu:
Biliyorum ben biraz
fazla oluyorum ama bu öğlen de yokum, Dilek ve Güneş’le yiyeceğim. Artık
pazartesi görüşürüz. Arkamdan konuşmayın, dedikodumu yapmayın.
Melih:
Şayia aldı başını
gidiyor. Gerçekleri açıklama vakti gelmedi mi? Hepimizin hayatında bu tür dönüm
noktaları olabilir. Eğer bir problem varsa olgunlukla kaşılayacağımızı bilmeni
isterim.
Banu:
No
problem. Çarşamba biraz canım sıkkındı, dün bi arkadaşımın doğumgünü idi,
bugün de Güneş ile Dilek "birlikte yiyelim" deyince (onlarla pek sık
yemem) "olmaz" diyemedim. Pazartesi beraberiz.
08 Ekim 2007
Ben
“Nedir bu yapay hayat? Dünyanın ilk yapay yaşam formunun laboratuvarda
oluşturulduğu haberi dünyayı salladı...” diye bir yazı yolladım millete…
Banu:
De buyurunuz, biz
burada ihaleydi zarttı zorttu derken, millet nelerle uğraşıyor... Acaba bi
“anti-Şirket börtü böcük” ısmarlasam kaça patlar???”
Aslan: (Konu kısmına “dna'm döküldü, toplayamadım konusuna giriş” yazmış)
Şu adamın gözlerine
bakınca nasıl bir üçkağıtçı olduğu hemen anlaşılıyor, kimbilir hangi kerizlerin
paralarını nasıl çarpacaklar büyük bilimsel buluşlarıyla? Gayet yakından
bildiğiniz gibi yaşamda kestirme yol yoktur değerli arkadaşlarım, çalışacak ve XX’i
kağan aman başkan seçtireceğiz, Ötüken yollarına düşeceğiz. Hiç inanmadım
yazılanlara. İkinci resme baksanıza, bakışında meymenet yok sentetik herifin. Bir
de her “hücre yapısı ile oynandı” lafının arkasından, “eyvah dna’lar bozuluyor
mu, salgın mı olacak, aman ortalığı zombiler basacak” türü felaket tellalları
vardır ki, şaşarım akıllarına. A şeşbeşler derim, zombiler ele geçirmedik yer
mi bıraktı ülkenizde ve dünyada, sonra da gülerim acı acı...
Günlük küçük
dertlerimize üzülmeye devam edelim biz şimdilik. ”Sır yolculuktadır, varılan yerde
değil”, diyen Hacı Bektaş’a daha 400 güneş yılı yolu var insanlığın. İnsanlık
düşmanlarının tümüne aveakadevra.
16 Ekim 2007
Bir
arkadaşım Moğolistan’a gitmişti, oraların ne şahane olduğunu yazmış “…yaa
inanılmaz bir ülke. Gerçi komünizmden çıktıkları için zorluk yaşıyorlar ama bi
5 yıl sonra toparlanmış olurlar sanırım. İnanılmaz soğuktu. Ha bi de herşey Cengiz
Han'dı. Cingiz vodka, Cingiz bira, Cingiz havaalanı, Cingiz restoran ...” diye.
Banu:
Aaaa, o benim akrabam
ayol. Babamın büyük teyzesine göre (her ailenin bi soy sop manyağı vardır ya)
bizim bi tarafımız Cengiz Han'a bi tarafımız Saray'a uzanıyor. Yani asaletimiz
ordan geliyor, yaaaa….
16 Ekim 2007
Barış’ın
kaptanlığı var, sık sık tekneyle dolaşmaya çıkar. Bir fotoğraf yollamış.
Barış:
Bodrum açıklarında bizi
kovalayan hortum budur.
Banu:
Ama bu hortum değil ki,
soru işareti. Sonuncu foto da Van Gölü Canavarının dalış anı galiba.
Barış:
Tabi, tabi, soru
işareti. Orada olup öd-kaka entegrasyonu yapsaydın bu şekilde konuşmazdın.
Aslan:
Bizimki bunun 5 katı
uzaktaydı ama yine de, eşhedü… kelimesi yerli yabancı nice ağızdan döküldü,
olayın önemini takdir ediyor ve geçmiş olsun diyorum Barış kardeş, iyi ki size
doğru gelmemiş, vallahi Kaptan Ahab’ı görmüş Mobydick gibi darma duman ederdi
sizi ve transatlantiğinizi.
Gelelim betwin
davasına, ne yapıp edip siteyi bulacak, diriltecek, oynayacak ve kazanacağız
arkadaşlar, “vakit tamam olmuştur” artık, korkuyorum, durumumuz Perihan
Mağden’in, “haberci çocuk cinayetleri”ne dönecek böyle giderse.
Kerim:
Sitemiz betsson'dur.
Aslan:
Barış kardeş, tamamdır,
bak sitemiz betsson imiş, artık zengin olabilir miyiz lütfen?
Banu:
Ay evet yaaa, altı üstü
zengiz olacaz, bin dereden kırk su getirdiniz...
22 Ekim 2007
Bir
“itiraf.com derlemesi” yolladım. (Bilmeyenler için açıklıyorum, internette
böyle bir site var, herkes başından geçen fıkra gibi olayları buraya yazıyor,
sonra birileri onların bazılarını indirip-"download" manasında,
yoksa merdive aşağıya değil- böyle sağa sola yolluyor, benim gibilerin de
gülmekten gözünden yaş geliyor). Ablam “… Yaşlı amca hanımına şöyle dedi: ‘Hanım
suyu ısıt; olursa olur olmazsa çay demleriz’e çok güldüm” demiş.
Banu:
Valla ben hepsine çok
güldüm, hele ramazanda karısına "kanka" diyen adam süper...
Geçen gün Deniz
"bak Banu dikkat et, son zamanlarda bu herşeyi gören göz, tapınak
şövalyeleri zart zurt konuları ile ilgili yayınlarla dolu her taraf, filmler,
belgeseller, hepsi bunlarla ilgili, 2 gün önce de Benedict tapınak şövalyelerini
akladı, bir takım belgeleri yayınladı falan" dedi. Ben de "peki, eee?
Yani bunlar tamam da, ne sonuç çıkaracaz onu anlamadım" dedim, bir an
durdu, bana şöyle yan yan baktı, kaşlarını hafifçe kaldırarak alçak bir sesle
"taşlar yerinden oynadı Banu" dedi, ben de orada kopmuşum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder