25 Ocak 2008
Aslan
ve ben, sıkı birer Harry Potter izleyicisiyiz. Bütün kitapları okuduk ve bütün
filmlere beraber gittik. Bi yerlerden bilgi buldukça paylaşır, fikir teatisinde
bulunurduk.
Banu:
HP ile ilgili güzel bir
bilgi edindim, sizlerle paylaşmak, paylaşımcı yanımı ortaya çıkarmak istiyorum:
Serinin ilk kitabı,
Türkiye'de ilk kez 1999 yılında Harry Potter ve Büyülü Taş adıyla, Mustafa
Bayındır'ın çevirisiyle Dost Kitabevi tarafından yayınlandı. Yeterince ilgi
görmeyen bu baskıdan sonra serinin yayın haklarını Yapı Kredi Yayınları satın
aldı ve ilk kitabı 2001 yılında Harry Potter ve Felsefe Taşı ismiyle ve Ülkü
Tamer'in çevirisiyle tekrar yayınladı. Serinin bundan sonraki kitapları Sevin
Okyay ve oğlu Kutlukhan Kutlu tarafından Türkçe'ye kazandırıldı. İkinci ve
üçüncü kitaplar gecikmeli olarak Türkçeye çevrilmiş, dördüncü kitaptan itibaren
kitaplar dünyayla hemen hemen aynı zamanda ülkemizde de yayınlanmıştır.
Sevin Okyay ve
Kutlukhan Kutlu tarafından yapılan Türkçe çeviriler başarılı bulunmuştur.
Kitabın İngilizcesinde
bulunan terimlere tercümanların bulduğu bazı ilginç Türkçe karşılıklar
şunlardır:
İngilizce Türkçe
Boggart Böcürt
Ghoul Gulyabani
Horcrux Hortkuluk
Poltergeist Hortlak
Dementor Ruh emici
Pensieve Düşünseli
Bunları ben de hakketten çok başarılı buldum.
29 Ocak 2008
İşten
ayrılan bir arkadaşımızın veda yemeği vardı, ona katılamayacağım için Merve’ye
görev veriyorum.
Banu:
Mervecim, ben-biz (siz
biz hepimiz cin gibiyiiiiz...) yarından soyna 6 gün yokumuz ya, hani kötümüzü kaydırmaya ve de pokumuzu
dondurmaya Kars'a gidiyoruz ya, hani son bilmemkaç yılın en soğuk kışını
yaşayan Kars’a… Her neyse, ben bu kızın yemeene katılamayacağım, senden ricam
onu benim için de bi güzel öp, çok selam ve de sevgilerimi de ilet, olar mı?
Bu arada, Maskeli
Şeşler Kıbrısta Beşler mi ne bi film var ya, çocuklar buna gitmek isterlerse
aman diyim, çocukları götürün, salona sokun ve siz gidip başka işlerinizi yapın
valla ben dün kendimi asmak üzereydim ki filim bitti Allahtan, ama Ege çok
eğlendi, çok güldü (benim de arada güldüğümü itiraf etmem lazım), yani
çocukları götürebilirsiniz ama siz sakın girmeyin, benden size abla tavsiyesi.
Merve:
Taam kardeş, sakın
gözün arkada kalmasın, sen git kötünü-başını dondur... İyi tatiller, salimen
gidip gelmenizi temenni ediyorum bu durumda, gene gözünü çıkardınız yani,
yüzyılın en soğuk kışı dilll mi ama… sevgiler,
29 Ocak 2008
Aslan:
Kuzey disiplini
dostları,
Dikkatli hareket
ediniz, bölgede gece hava sıcaklığı aniden düşer, gece dışarıda gezmeyiniz,
kayak pistleri uzun olmayabilir, kaymadan önce etrafı etüd ediniz, yaban
ellerinde uygar uygar kaymaya alışan bünyeler olarak, kayarken, kaymazken sağa
sola üste alta dikkat ediniz, hobarey kayak ekibinin elemanları size çarpabilir.
Otelde varsa şömine ateşi karşısında bir şeyler yiyiniz, içiniz, hoş sohbetler
ediniz, eğer şömine odalara kadar çıkarılmışsa, gecenin ilerleyen saatlerinde
şömine önündeki ayı postuna uzanmak tamamen tercihinize kalmıştır. İyi tatiller
diliyorum.
08 Şubat 2008
Annem,
dayımın ölümünden beri (01 Aralık 2007) evden çıkmıyordu.
Banu:
Aplacığım, annem bugün
hayata karışmış. Ege'yi köfte yemeye Tunalı'ya götürmüş. Ege'nin ifadesine göre
gayet de mutlu dönmüş. Ay gözyaşlarımı tutamıciim, annemiz yürüyor.
08 Şubat 2008
Kızlarla
bi buluşma ayarlama çabası…
Banu:
Kıııslar, yüreğim
sııııslaaaar, n'apıyosunuz bakim? Eda'cım, seni "doğumgünün kutlu olsun
işte, bi ara da görüşürüz" diyerekten uyutmaya çalıştık ama benim vicdanım
elvermedi (bi de sizi özledim ama bu ikincil bi sebep), bi görüşsek, öpüşsek,
koklaşsak diyorum ancak akşamları benim için iyice zor olmaya başladı, Deniz
çoğu zaman geç geliyor, ondan için hafta sonu, mesela Cumartesi günü bir
öğlemsi öğleden sonramsı bi yemek yesek, herkeşlere uyar mı? Bu konuyu düşünün,
ölçün tartın, bi denecik eşlerinize danışın, bana da haber verin.
Hadi baaaay...
Eda:
K?arkada?
arada ad?n ?laraktan
hert?rganizasyona var?r ?d?i?i olacak g?n? de𩬠ammmma,
bug?le?ldiririm. yocumburtesi g?ize helal osssun.
sevg?r
clear="all">
Banu:
Yav Eda'cım, senin
mesaj bana ızbıcık geldi, galiba iyi bişi diyosun ve hatta cumartesi için de
"ok" demişin gibi anladım, doğru mu? Doğruysa monitörü 2 kere
salla...
Beril:
Cumartesi bene uyar ama
fakak Elçin kısımıs bu aralar yurdumun kısır sayısındaki görülen ani artış
nedeniylen cumartesi fazla mesai yapmakta bildiğim kadarıynan. Bu yüzden Deniz
beye söyle evine erken gelsin zati neden geç geliyo onu da anlamadık...
Muck muck.
Ben
Banu:
Hımmm, peki bu Elçin
kısımıs kıymetlimis bir cumartesi saat 2 gibi çıksa n'ooolur yani n'ooolur
anlamıyorum ki, hayat mı kurtarıyo, dünyaya barış mı getiriyo, nedir yani bu
kadar önemli olan, töbe töbe...
Bence Elçin'in cevabını
bekleyelim. Valla hafta içi akşam derseniz onun için kocamla görüşmem falan
lazım, bu hafta olmassa da haftaya olur artık.
Elçin:
Canlarım,
ciğerisilerim, ben de istemezmiyim cumartesi 14 00'de çıkayım, hatta cımartesi
hiç işe gitmeyeyim. Gel gör ki C.tesi yarım güne gıcık neyin olurken iki
haftadır 19 00'da çıkıyorum. Yanıı Banu'cum bir nevi dünya kurtarıyoruz, yani
evlilikleri kurtarıyoruz gibi bir misyonumuz oldu Allah seni inandırsın. Çocuklarınızın
kıymetini bilin valla. Millet çocuk çocuk diye resmen ve cidden kıçını yırtıyor
yahu. Milletin ayranı yok içmeye çocukla gidiyor ..........
Fekat yarın falan belli
olur durumum, bu cumartesi kalmayabilirz.
Ben yarın döncem size.
Öpücükler.....
(Ertesi
gün)
Banu:
Eeeee? Hani döncektin
bize, dönek misin nesin...
Elçin:
Ama kırıcı olmayalım
lütfen. Daha yeni belli oldu, maalesef çalışıyorum böğkhş.
Millet çocuk diye
yırtınıyooo kardeşimmm. Gene geliyor bir otübis dolusu kısır aile. Yani bu ne
demek 44 kişi demek. Yanii ne demek 22 çift dimek. Hepsi muayene olucek, örnek
(yanııı sperm böğk) vericek. Ya ne işlerle uğraşıyoruz.
Haftaya yapsak olur mu?
Olur. Bensiz giderseniz problem yaratırım ona göre...
Öpücüğklerrrr......
Banu:
Bu bi otobüs dolusu
adamın elinde pankartlar da oluyor mu, slogan falan da atıyorlar mı,
"bebek hakkımız, söke söke alırız" gibi.
Sensiz niye gidelim
yemeğe ayol, tabi ki bekleriz seni, hatta, madem hafta sonu bu kadar problem
oluyor o zaman şimdiden ben sana "perşembe" desem, yani 21 Şubat
perşembe, kocamı da ona göre kurarım. Kendisi kurşun asker olur da… Hatta gene
vişnelikte buluşursak çocukları da getirebiliriz.
Diğer kıslar, size uyar
mı bu durum.
Beril:
Cuma desek?
Banu:
Lan kadın, şimdiden 10
gün sonrasını ayarlayamıyor musun len? Cuma günü Ege'nin aikidosu var, Deniz'le
görüşmem lazım, eğer otobüs-metro-ankaray yaparak götürmeye ve getirmeye razı olursa
olabilir, ya da önümüzdeki hafta pazartesi-çarşamba götürelim, Cuma boşalsın da
diyebiliriz, bu arada, ayın 22'sinden bahsediyoruz di mi?
Tamam bakarım...
Kızlar, Beril
"reply to all" yerine "reply" yapmış herhalde, son durum
Cuma gibi görünüyor ancak görüldüğü üzere benim bir görüşme yapmam gerek.
Sizler de bi cevap verin de ona göre ekşın alalım. Perşembe mi, Cuma mı,
hepbiri mi, hiçisi mi?
Beril:
Aksi kadın, ertesi gün
okul tatil rahat otururuz diye dedik... Üşenmemiş kırk satır söylenmiş töbe töbe....
Elçin:
Bana hepisi uyar, çoluk
yok çocuk yok, koca yok. Bir kedim bile yokkkk.
Eda:
Sevgili arkada?r>
Benim ??si belli de鬮鬮
Bu hafta ge紩 demek ki gelecek haftaya kalabilir. Ama net de鬮鬮
Ancaak, per?Ay?si olan g?na zor, cuma g?ha iyi 缮k?de
gelebilir. Di岠岠t?nler antreman?saat 7 lere kadar. Ama ille de
per?erseniz ayarlaMaya 硬?. Tabiiii, Ankara da olmam
halinde size uyMaya 硬?.. Bende durum bu....
sevgilerimi iletiyorum.
Banu:
Yav Eda, senden gelen
mesaclar nedan bana ızbıcık geliyo yaaaa? Nedan nedan ama nedan ben??? Kızlar,
size düzgün geliyosa biriniz bana tercüme etsin, yani buradan word'e
kopyaladığımda biraz daha anlaşılır oldu, galiba Perşembe zor, Cuma daha uygun
diyor, hı, di mi?
Beril:
Cuma daha uygunmuş
Banu:
Aman iyi tamam, Cuma
olsun, 22 Şubat Cuma, bak 2 gün sonra "bugün buluşacaktık di mi"
falan diyeni tepelerim, tekrar ediyorum "22 ŞUBAT CUMA". Ripit aftır
mi...
Öptüm.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder