30 Nisan 2016 Cumartesi

Yzb. Volkan, Evet Evet, Çocuk Yetiştirme, AB Ne Bekliyor Bizden, Ne Yicez?

20 Eylül 2004

Günün sözü gibi bir şey yolladım: “Volkan da olsan, sonu bir avuç kül olmaktır”

Aslan:
Bir de Yzb.Volkan vardır ki, o ayrı bir karakterdir. Kendisi Sahalin adalarına, çizgi romanda
da olsa atom bombası atmıştır.

Banu:
Sen ne diyorsun? Yzb. Volkan olmasa ABD bile bugünkü ABD olamazdı...

Aslan:
Ya çılgın profesör Weismüller'in Akdeniz’de petrol platformunun ayağına bağlı olarak gizlice inşa ettiği uzay gemisiyle uzaya çıkışı ve profesörle uzayda mücadele ederken, hainin karnına vurduğu tekmeyle, gemiye bağlı ipini kopartıp, profesörü döne döne sonsuz boşluğa göndermesi bende hep bir çikolotalı gofret tadı bırakmıştır.

Banu: Detay hatırlama konusunda seninle boy ölçüşemeyeceğim ama Yzb. Volkan'ı bilirim, yapar, yapmıştır.

24 Eylül 2004

Aslan, benim yolladığım bir mesaja cevap veriyor.

Aslan:
Ssshhhhh, ne duydum şimdi ben, hersey yolundayken ne biçim sözler bunlar?

Banu:
Aslancığım (bayılırsın ya böle vıcıklıklara), ben sana ne göndermişimdi ki? Yani subject'e bişi yazmamışım, sabah da bi sürü kişiye bi sürü şey yollayıp toplantıya girdim. Şimdi bunun ne olduğunu hatırlamıyorum. Haaa, yoksa Bekir Coşkun'un yazısı mıydı? Evet, herhalde o olmalı, ama ne güzel yazmış di mi?

Aslan:
Evet

Banu:
Evet, ne? Yani "evet, Bekir Coşkun'un yazısıydı" mı, yoksa "evet, güzel yazmış" mı?

Aslan:
Evet evet.

Banu:
Ay ne çok konuşuyosun Aslan! Bi sussan da çalışsak.

28 Eylül 2004

Ben “Çocuk Yetiştirme Biçimlerinin Çocuk Üzerinde Yarattığı Sonuçlar” diye bir yazı gönderdim.

Aslan:
Yeğenim Ceren (3 yaşında) annem ve babamların bir alt katında oturmakta ve o anda da annemlerin katında salonun bir köşesinde yap boz oynamaktadır. Annem ve babam, kardeşimle karısının alt katta yaptıkları tadilatın yüksek masraflı ve gereksiz olduğunu söyleyerek, onları müsriflikle suçlayınca, kızkardeşim Türkan da kısık bir sesle, salonun öteki ucunda kendi halinde şarkı söyleyerek kule yapan Ceren'i gösterir ve "şşşş, ne duyarsa akşam anne babasına söyler konuştuklarınızı, teyp gibi her şeyi kaydediyor" der ve bir saniye sonra Ceren’in şu sözü duyulur: "Kaydetmiyoruuuummm"

Banu:
Tamam işte, işin özü bu!

29 Eylül 2004

Kadınların tip olarak dört dörtlük erkekler (uzun boylu, yakışıklı falan) aradığı üzerine bir yazıyı, “pek de haksız sayılmazlar, di mi?” notuyla gönderen arkadaşa yazdığım cevap.

Banu:
Tabi canııım, halbuki erkekler o kadar kalenderdirler ki, görünüşe hiç önem vermezler, onlar ruh güzelliği ile beslenirler, katiyen boy pos, saç göz, meme kalça falan aramazlar, töbe töbe.

08 Ekim 2004

“AB Ne bekliyor bizden?” başlıklı bir yazı yolluyorum

Banu:
Biraz uzun ama okuyanlar iyi özetlendiğini söylüyor...

Aslan:
Gerçekten de oldukça anlaşılır yazılmış. Ben de anlayabildim. Hoşçakal tinky-winky... Hoşçakal ülke... Güle güle Cumhuriyet...Yine beklemeyiz...diyor bize.

08 Ekim 2004

Bir arkadaş, onu bunu yemeyin diye gelen mesajlardan birinin üstüne “Yav arkadaşlar ben dağıldım!!! Ne yiycez ne yemicez biri kesin bişey söylesin yaaa....Sersem ettiler valla” diye yazıp yollamış. Ben de cevap verdim.

Banu:
Şekercim, ben artık sana kesin olarak şunu söylüyorum: Canın ne istiyosa onu ye. Nasıl? İyi fikir, de mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder