20 Eylül 2004
Günün
sözü gibi bir şey yolladım: “Volkan da olsan, sonu bir avuç kül olmaktır”
Aslan:
Bir de Yzb.Volkan
vardır ki, o ayrı bir karakterdir. Kendisi Sahalin adalarına, çizgi romanda
da olsa atom bombası atmıştır.
da olsa atom bombası atmıştır.
Banu:
Sen ne diyorsun? Yzb.
Volkan olmasa ABD bile bugünkü ABD olamazdı...
Aslan:
Ya çılgın profesör
Weismüller'in Akdeniz’de petrol platformunun ayağına bağlı olarak gizlice inşa
ettiği uzay gemisiyle uzaya çıkışı ve profesörle uzayda mücadele ederken,
hainin karnına vurduğu tekmeyle, gemiye bağlı ipini kopartıp, profesörü döne
döne sonsuz boşluğa göndermesi bende hep bir çikolotalı gofret tadı
bırakmıştır.
Banu:
Detay hatırlama konusunda seninle boy ölçüşemeyeceğim ama Yzb. Volkan'ı
bilirim, yapar, yapmıştır.
24 Eylül 2004
Aslan,
benim yolladığım bir mesaja cevap veriyor.
Aslan:
Ssshhhhh, ne duydum
şimdi ben, hersey yolundayken ne biçim sözler bunlar?
Banu:
Aslancığım (bayılırsın
ya böle vıcıklıklara), ben sana ne göndermişimdi ki? Yani subject'e bişi
yazmamışım, sabah da bi sürü kişiye bi sürü şey yollayıp toplantıya girdim.
Şimdi bunun ne olduğunu hatırlamıyorum. Haaa, yoksa Bekir Coşkun'un yazısı
mıydı? Evet, herhalde o olmalı, ama ne güzel yazmış di mi?
Aslan:
Evet
Banu:
Evet, ne? Yani
"evet, Bekir Coşkun'un yazısıydı" mı, yoksa "evet, güzel
yazmış" mı?
Aslan:
Evet evet.
Banu:
Ay ne çok konuşuyosun Aslan!
Bi sussan da çalışsak.
28 Eylül 2004
Ben
“Çocuk Yetiştirme Biçimlerinin Çocuk Üzerinde Yarattığı Sonuçlar” diye bir yazı
gönderdim.
Aslan:
Yeğenim Ceren (3
yaşında) annem ve babamların bir alt katında oturmakta ve o anda da annemlerin
katında salonun bir köşesinde yap boz oynamaktadır. Annem ve babam, kardeşimle
karısının alt katta yaptıkları tadilatın yüksek masraflı ve gereksiz olduğunu
söyleyerek, onları müsriflikle suçlayınca, kızkardeşim Türkan da kısık bir
sesle, salonun öteki ucunda kendi halinde şarkı söyleyerek kule yapan Ceren'i
gösterir ve "şşşş, ne duyarsa akşam anne babasına söyler konuştuklarınızı,
teyp gibi her şeyi kaydediyor" der ve bir saniye sonra Ceren’in şu sözü
duyulur: "Kaydetmiyoruuuummm"
Banu:
Tamam işte, işin özü
bu!
29 Eylül 2004
Kadınların
tip olarak dört dörtlük erkekler (uzun boylu, yakışıklı falan) aradığı üzerine
bir yazıyı, “pek de haksız sayılmazlar, di mi?” notuyla gönderen arkadaşa yazdığım
cevap.
Banu:
Tabi canııım, halbuki
erkekler o kadar kalenderdirler ki, görünüşe hiç önem vermezler, onlar ruh
güzelliği ile beslenirler, katiyen boy pos, saç göz, meme kalça falan aramazlar,
töbe töbe.
08 Ekim 2004
“AB
Ne bekliyor bizden?” başlıklı bir yazı yolluyorum
Banu:
Biraz uzun ama
okuyanlar iyi özetlendiğini söylüyor...
Aslan:
Gerçekten de oldukça
anlaşılır yazılmış. Ben de anlayabildim. Hoşçakal tinky-winky... Hoşçakal ülke...
Güle güle Cumhuriyet...Yine beklemeyiz...diyor bize.
08 Ekim 2004
Bir
arkadaş, onu bunu yemeyin diye gelen mesajlardan birinin üstüne “Yav arkadaşlar
ben dağıldım!!! Ne yiycez ne yemicez biri kesin bişey söylesin yaaa....Sersem
ettiler valla” diye yazıp yollamış. Ben de cevap verdim.
Banu:
Şekercim, ben artık sana kesin olarak şunu
söylüyorum: Canın ne istiyosa onu ye. Nasıl? İyi fikir, de mi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder