03 Aralık 2003
Bi
arkadaşım bi sıcak şarap tarifi yollamış, içinde “mahlep likörü” diye bir şey
geçiyor, ben de bunu ilk defa duyuyorum.
Banu:
Yani güselim, bak
vallayi merakımdan soruyorum, "mahlep likörü"nün salep ile bi alakası
var
mı? Yoksa bu, şu herkesin bildiği, hani her evde ve dahi evin her dolabında ve kapı arkalarında bulundurulan, evde pirinç olması kadar doğal olan "mahlep likörü" mü? Ne lan bu? Sahici bişi mi? Bak ben biliyosun 2 hafta Ankara'nın bütün şarküterilerinde güvercin yumurtası aramıştım. Bi allaan kulu da bana "bıldırcın yumurtası olmasın" demediydi. Salak herifler, ben n'apacam güvercin yumurtasını, alıp kuluçka kompleksimi mi giderecem, töbe töbe. Neyse yani aynı duruma düşmeyelim diye şeettim.
mı? Yoksa bu, şu herkesin bildiği, hani her evde ve dahi evin her dolabında ve kapı arkalarında bulundurulan, evde pirinç olması kadar doğal olan "mahlep likörü" mü? Ne lan bu? Sahici bişi mi? Bak ben biliyosun 2 hafta Ankara'nın bütün şarküterilerinde güvercin yumurtası aramıştım. Bi allaan kulu da bana "bıldırcın yumurtası olmasın" demediydi. Salak herifler, ben n'apacam güvercin yumurtasını, alıp kuluçka kompleksimi mi giderecem, töbe töbe. Neyse yani aynı duruma düşmeyelim diye şeettim.
05 Aralık 2003
Barış,
Michael Jackson’ın tipinin nereden nereye geldiğini gösteren bir animasyon
yollamış.
Banu:
Yani gerçekten de sevimli
siyah küçük bir erkek çocuğun, nasıl olup da çirkin beyaz yetişkin bir kadına
dönüşebildiğini anlamak mümkün değil. Halbuki ben bu herifin, yani kadının, yani
kadın-adamın Thriller (böyle mi yazılıyodu?) klibini pek severdim...
Barış:
Niye öyle düşünüyosun ki,
adam yüzakıyla çıkmış işte.
Banu:
Ay Barış, aslında
atışıp durmayı çok istiyorum ama bugün allaama yan bakıyorum. Halim yok, zaten
kafam da çalışmıyor. Soyna...
Barış:
Peki. Fikrini değiştirirsen
burdayım.
05 Aralık 2003
Barış,
“Aynı konunun 3 versiyonu” diye bir yazı yollamış. Saç kestirme üzerine
kadın-erkek, kadın-kadın ve erkek-erkek muhabbeti, anlaşılacağı üzere birincide
kadın erkeği yiyor, ikincide gayet iç bayıcı uzuuun bir kadın sohbeti, üçüncüde
ise “Saçını mı kestirdin?/Evet /Sıhhatler olsun abi!. /Sağ ol…” şeklinde kısa
bir sohbet var, “Olay budur…” diye de bitiyor.
Banu:
Ben bunu cuma günü
yarım yamalak okumuşum, şimdi dikkatli okudum da, bazı konuları erkeklerin
kendilerine yontmak için nasıl numara çevirdiklerini görünce, aslında buradaki
3. versiyon dialogda olduğu kadar naif olmadıkları sonucuna varmak
kolaylaşıyor. Örneğin ilk, ve dikkat çekilmek istenen dialog "saç
kesilmeden önceki" bi dialog olup, saç kesildikten sonraki dialogları
içeren 2. ve 3. dialoglarla karıştırılmaması gerekir. Çünkü bu kadar bunaltıcı
bir insan için (birinci dialogdaki kadın doğal afet gibi) karşısındakinin kadın
veya erkek olması farketmez. Önemli gördüğü bir problemle ilgili çözüm
önerilerinin hepsinin de neden uygulanamayacağını kesin olarak bilen,
müthiş öngörü sahibi ve sürekli olarak "çözüm yok"a sığınan bir yığın
insan tanıdım, hem kadın hem erkek. Ayrıca 3. versiyon kadar kısa ve öz olan kadın/kadın
dialogları olduğu gibi, 2. versiyon kadar uzun, ve hatta artık
"geyik" kategorisinde değerlendirilebilecek erkek/erkek dialogları da
vardır. Ben kendi adıma şunu söyleyebilirim, genellikle birisindeki değişiklikle
ilgili fikir beyan etmenin, o değişikliğin farkedilmiş olmasından ötürü o
insana verilen değer (ya da tam tersi) dışında bir önemi yoktur. O kişiye
karşı duyarlı ve dikkatli olduğunu göstermek için kullanılmalıdır. Yani
birisinin bana "üstündeki sana çok yakışmış" demesinde beni mutlu
eden şey, bişeyin bana yakışması değil bunun farkedilmiş olmasıdır...
Nasıl gidiyorum? Fena
değil ha!
Barış:
Evet çok iyi....
Arkadaşlar, buralarda 1 yerde 1 tabanca olacaktı...
Banu:
De get! Ben olmasam
sabah sabah, hatta zabaan köründe, bitmez tükenmez enercisiyle seni kim
gülümsetecek? Güne iyi başlamanı sağlıyorum, daannestiyon?
Barış:
Ya evet...... Dannn......
Barış'ın keyfekederi varsa onu da takip etmek istiyorum.Admin, lütfen ilgilen!
YanıtlaSil