10 Nisan 2016 Pazar

Satanist Gençler, Can Dündar'ın Yazıları

20 Şubat 2002

Satanist gençlerle ilgili, evde kedi beslemenin bile belki bu sapkınlıkları engelleyebileceği ile ilgili bir yazı üstüne.

Banu:
Taam, kedisi yeni yavrulamış biri varsa hemen yazılalım… Ne o ööle adamın ödünü
şeettiriyon ki ne!!

Yalnız annamadığım bi durum var, şimdi satanist olmasın diye kedi besleyeceksek, uyuşturucu bağımlısı olmasın diye evde balinci mi besliyecez, yani bilmiyorum ama bu iş gittikçe daha masraflı olacak gibi, bunun devamı gelir, işin yoksa pezeenk olmasın diye de ırıspı besle, böbrek satıcısı olmasın diye böbrek besle falan (bu sanki olmadı ama idare et), oooo uzun iş….

Vallahi bizim işimiz de zor şekerim.

09 Mayıs 2002

Gülfem, Can Dündar’ın Anneler Günü için yazdığı bir yazıyı yollamış.

Banu:
Benim bildiğim Gülfem bunu okurken böğüre böğüre ağlamaktan 2 kutu selpak bitirmiştir, hatta kıytırık bi reklama bile 'Love Story' muamelesi yaptığı düşünülürse (üstelik her izlediğinde) hastalanmış olması bile kuvvetle muhtemel. Yavrum bi de iyi tarafından bak, bu adamın kendi oğlun olduğunu ve sana böyle bi şey yazdığını düşünsene, artık herhalde bilekleri keserdin, bak benimki en sevimli haliyle ve en şefkat dolu hisleriyle, ben ona sinirlenip 'bak Ege şimdi...' dediğimde ‘deli gibi bağıracan di mi?' diyo. Yani şekerim kimden ne bekleyeceğini bilecen, benimki olsa bana ne yazar? "Sevgili anneciğim, deli gibi bağırdığın günleri dün gibi hatırlıyorum, sesin çın çın çınlardı bütün mahallede. Hep ortadan ikiye ayrılacağın günü umutla bekledim ama hiç olmadı. Bana 342. bilgisayar oyununu almadığın zaman seninle nasıl da çatışmış, seni öldürmek istemiştim, ama şimdi anlıyorum ki senden değil teyzemden istemem gerekiyormuş... " falan filan. Otur kalk haline şükret...

04 Kasım 2002

Gene Gülfem, gene Can Dündar’ın “Aklım, hiç tanımadığım 11 yaşında bir yavrucakta...” diye başlayan bir yazısını yollamış, şöyle de bir not düşmüş: “Bakın çok sulu bir yazı mendilsiz okursanız benim gibi olursunuz. Bütün boyalarınız akar. Sonra da mendil diye koltuğunuzu kullanır, iğrenç bi şey olursunuz.”

Banu:
Bu hikaye yaklaşık 2 yıllık bi hikaye olup, sanki yeni olmuş gibi sağa sola yollayıp milleti kandırmazsan... Ayrıca, böyle 'hayat hoş, gerisi boş' konulu bu tip hikayelerden 1 düzine yazabilecek, hatta kitap yayınlayabilecek kadar çok okudum, ben kendi adıma dersimi alıyorum, SEN KENDİNE BAK AYVAN da demiyorum ama, güzel gözlerini yaşlarla bulandırarak zaten yarım yamalak okuduğun yazıların, okuduğun kısımlarını da görmeyip, ağlamalarına bahane edeceğine biraz daha dikkatli okusan da bişiler kapsan diyorum. Ayrıca, yazının sonunda, 'anafikir cümleleri' şeklinde yazının özünü toparlayarak, yanlış sonuçlar çıkarmamızı engelleyen C. Dündar'a da teşekkür ediyorum. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder