10 Temmuz 2003
Merve,
“tasarım harikası” diye garip şekilli yastık fotoğrafları yollamış, erkek göğsü
şeklinde, kolu falan var, kadını sarıyor…
Banu:
Pekiiii, neden
kadınların bir omuz aradığı düşünülmüş de erkeklerin omuzlarında bir baş
aradıkları düşünülmemiş? Ben de onlar için arasında uyuyabilecekleri koca meme (söz meclisten dışarı) şeklinde bi yastık düşündüm, arasına kafayı gömüp horlarlar artık. Küçük memelerden hoşlananlar için de (yani neden olmasın?) tahta modelleri mevcut olabilir.
aradıkları düşünülmemiş? Ben de onlar için arasında uyuyabilecekleri koca meme (söz meclisten dışarı) şeklinde bi yastık düşündüm, arasına kafayı gömüp horlarlar artık. Küçük memelerden hoşlananlar için de (yani neden olmasın?) tahta modelleri mevcut olabilir.
Bütün bunların dışında,
eşcinseller neden düşünülmemiş?
Merve:
Banuş kıı çok haklısın
yani ben de şiddetle kınıyorum, kahrolsun ....
27 Ağustos 2003
Marsın dünyaya en yakın olduğu gün, hep beraber bahçeli
evi olan bi arkadaşımıza gidip, bahçesinden Aslan’ın teleskopuyla Mars’a bakma
planı var.
Banu:
ben.
araba. akşam. otopark?
Aslan:
Küçük
ayı, büyük ayı veya Yogi filan hiçbir yıldızı büyük göremiyoruz ancak görüntü
net, akşam şansımızı bir de Mars'ta deneyelim bakalım.
Banu:
Ama...
ama... ama... nassı yani? Bi teleskobu kuramadığını söyleme bana. Ayrıca da
bunu seneler önce, hani ilk aldığın zaman kursaydın şimdiye bu problem çözülmüş
olurdu. Bak! Demek ki neymiş? Bu günün işini ayağına göre uzatacan. Bu durumda,
akşam artık Ege'yi tatmin edici açıklamaları sana bırakıyorum. Bu kadar.
Aslan:
Olayın
benle bir ilgisi yok, olması gerektiği gibi oldu cihaz, design eksik diyorum
ben, erkenden Almanya’ya gidip design çalışmalarına katılaydım.
28 Ağustos 2003
Barış internetten Mars fotoğrafları indirip “Dün 1-2 mars
fotografı çekmiştim. Paylaşıyım istedim” notuyla bizlere yollamış uyanık...
Banu:
Barışcım
günaydın,
Bir
konuyu aydınlatmak istiyorum, bu gönderdiğin fotoğrafları bizimkilerle
karıştırmışsın herhalde. Bunları biz dün akşam arkadaşımın bahçesinden
çektik... Zavallı Aslan kardeşimin teleskopla uğraşmaktan beli tutuldu. Yani
kısacası bu fotoğraflar bizim, yiğitsen aksini kanıtla! Biz şıracı, bozacı,
belediyeci şeklinde savunmanı bekliyoruz.
Ayrıca,
birimiz o resimleri çekerken bir diğerimizin yaptığı (arzuya göre) ev yapımı
vişne şuruplu votka, bira veya çay ikramına eşlik eden muzlu çikolatalı
pastanın damakta kalan tadından da bahsetmeden geçemicim. Ayrıca bütün bunlar
olurken, Gülsev ile Aslan'ın muhteşem teleskobunun özel aparatı sayesinde bu
görüntüler 3 boyutlu hologramlar şeklinde bahçenin ortasında durmaktaydı, biz
de Mars'ın çevresinde oturup güzel güzel sohbet ettik.
Ya!
İşte böle... Bunu sık sık tekrarlayalım...
(Anlaşılacağı üzere teleskopla anca ağaçların tepesini
görebildik)
02 Eylül 2003
Aslanlar İstanbula gidip geldiler, Aslan’ın bir abisi de
dişçi (7 kardeşler)
Banu:
Yolculuğunuz
nasıl geçti? Gülsev iyi mi? Sen dişini hallettirebildin mi?
Aslan:
Yolculuklar
terli ve zordu ancak planlanan tüm işler yapıldı, Gülsev dönüş sırasında
yoruldu ancak eskisi gibi değil bereket. Sabah koşa koşa işine gitti, haftaya
bir hafta izin alarak tamamen iyileşmeyi deneyecek. Dişçi koltuğunda üç saat
uyuşturucu olmadan ağabeyim dişlerimi oydu, nasıl ölmedim hayret, daha iyiyim,
ancak bazı sızıltılar var. Neyse iyiyiz sonuçta.
Banu:
Bak Aslan, nifak sokmak
gibi olmasın, ve ben hiç diş tedavisi görmedim ama layıkıyla eziyetli bir iş
olduğunu bildiğimden soruyorum, abinin sana garezi mi var? Yoksa borç aldın da
vermedin falan mı? Ya da ne bilim, küçükken kız arkadaşına göz mü koyduydun, ya
da çok sevdiği börekten ona hiç bırakmamış mıydın? Valla hiç anlamadım, insan kardeşine bunu nasıl yapar?
Enteresan bi durum yani...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder