18 Nisan 2003
Bi
arkadaşa, ayrıldığı sevgilisinden cep telefonuna uzun ve ağdalı bir mesaj
gelmiş, bana yollamış “şuna bak” diye…
Banu:
Şekoş, mesajı okudum,
bi daha okudum, sen şimdi kızacan ama, kusasım geldi. Allanı
seversen, bak kaç yıllık arkadaşız, hiç birbirimize ciddi ciddi "sana çok değer veriyorum, gözlerindeki ışıltıyı hep görmek istiyorum, ne bencillik değil mi? Sen hep çevrene iyilik ve güzellikler dağıtıyorsun, ne kadar vericisin, aaah herkes senin gibi olsa. Seninle ne kadar çok ve güzel şeyler paylaştık, ah biz ne kadar iyi arkadaşız, vb…” gibi geyik muhabbeti yapıyor muyuz? Her şey bu kadar kelimelere dökülünce gerçeklik duygum zedeleniyor. Yani böyle laflar, notlar daha çok, sahnelenmiş bir oyunun parçaları gibi. Sözün özü, o not bende şu hissi uyandırdı: Seni etkilemek, hatta becerebilirse biraz vicdanını rahatsız etmek, hatta daha da becerebilirse onu elinden kaçırdığın için seni pişman etmek istemiş. Seni nereden ve nasıl vuracağını iyi çözmüş ve kullanmak istemiş, son kez şansını denemiş. Bu, tamamen bende uyandırdığı his. Belki hiç alakası yoktur, ben bunların hepsini kötümden uyduruyorumdur, hatta belki kıskanmışımdır, yani malum kimse bana böle şeyler yazmadı, "benim neyim eksik" diye kahretmiş de olabilirim, yani herşey mümkün, olabilir yani, neden olmasın... Gene de güzel yazmış, en azından emeğine saygı duymak lazım, yani ben cep telefonundan kocama bi "beni ara" yazana kadar cıp-cıp-cıp sıkıntı basıyor, arkadaş yeni romanına önsöz yazmış. Helal ossun, ne diyim...
seversen, bak kaç yıllık arkadaşız, hiç birbirimize ciddi ciddi "sana çok değer veriyorum, gözlerindeki ışıltıyı hep görmek istiyorum, ne bencillik değil mi? Sen hep çevrene iyilik ve güzellikler dağıtıyorsun, ne kadar vericisin, aaah herkes senin gibi olsa. Seninle ne kadar çok ve güzel şeyler paylaştık, ah biz ne kadar iyi arkadaşız, vb…” gibi geyik muhabbeti yapıyor muyuz? Her şey bu kadar kelimelere dökülünce gerçeklik duygum zedeleniyor. Yani böyle laflar, notlar daha çok, sahnelenmiş bir oyunun parçaları gibi. Sözün özü, o not bende şu hissi uyandırdı: Seni etkilemek, hatta becerebilirse biraz vicdanını rahatsız etmek, hatta daha da becerebilirse onu elinden kaçırdığın için seni pişman etmek istemiş. Seni nereden ve nasıl vuracağını iyi çözmüş ve kullanmak istemiş, son kez şansını denemiş. Bu, tamamen bende uyandırdığı his. Belki hiç alakası yoktur, ben bunların hepsini kötümden uyduruyorumdur, hatta belki kıskanmışımdır, yani malum kimse bana böle şeyler yazmadı, "benim neyim eksik" diye kahretmiş de olabilirim, yani herşey mümkün, olabilir yani, neden olmasın... Gene de güzel yazmış, en azından emeğine saygı duymak lazım, yani ben cep telefonundan kocama bi "beni ara" yazana kadar cıp-cıp-cıp sıkıntı basıyor, arkadaş yeni romanına önsöz yazmış. Helal ossun, ne diyim...
17 Haziran 2003
Bir arkadaşım oğlunun sünnet düğünü için davetiye
yollamış.
Banu:
Sevgili
arkadaşım,
Ben
kendi çocuuma bile düğün-dernek-yemek vb. hiç bişi yapmadım. Yapanı da sevmem.
Ailenin büyüklerini de "sizi yemee götürcez" diyip uyuttuk, hiç bi
yere de götürmedik, şu zamanda, birak allasen. Zaten bölle şeylere katiyen
karşıyım yani, ondan için beni affet, gelemeyeceğim. Bi de tabi oğlumla
geleceğim için, sonrasında "bana niye bööle bişi yapmadınız"
şeklindeki sorularla çarpışmak var ki, kaffamı kessen bu riske girmem.
Oğlunu
öpüyorum, seni ve karınız hanfendiyi kutluyorum (anne-babalar niye kutlanırsa?)
30 Haziran 2003
Banu:
(Mesajı açar açmaz
benim mesajımı görüp, neye istinaden yazdığımı anlamanız açısından
şaapıyorum, aşağıda bi harf-sayı tablosu var. Buradan isminin hangi sayıya tekabül ettiğini buluyosun felan,
e benim de 1-2 yorumum oldu haliynen)
Şimdi
burada şöyle bir sorunum oldu. "İsminizi yazın" diyo ya, şimdi acaba
"isim-soyad" mı kastediyor yoksa sadece isim mi? Eğer sadece isim
kastediyorsa benim 2 ismim var, ikisini birden mi hesaplıcam yoksa kullandığım
ismi mi? Eğer "isim-soyad" kastediyorsa hangi soyad? Yani doğum soyadım mı, şimdiki soyadım mı? Hesabı hangisinin üstünden yapacam? (Bir kıytırık test üzerine bu kadar kafa yorduğuma
göre ben salak mıyım?)
Ayrıca, eğer kullandığım ismimle hesaplarsam 9 çıkıyor. Bakıyorum 9'a, "... güzel
ve sevimlisiniz"e kadar eyvallah da, sonrası biraz garip. Sporu ve açık
havayı severmişim de bu da bana enerji verirmiş felan fülün. Yalan! Sporla hiç
işim olmaz, sporla en içli dışlı olduğum zamanlar Ege'yi yüzmeye falan
götürdüğümüz zamanlardı, orada da onu beklerken yaptığım hareketlerin
(sohbet-çay-sigara) sporla pek alakası yoktu.
İki
ismimle hesaplarsam da 4 çıkıyor: “Çalışkan ve Obur; Son derece yapıcı
olduğunuz söylenebilir. Yemek yemeye çok meraklısınız. Sizin doğuştan gelen ve
erkekleri etkisi altına alan bir çekiciliğiniz var. Doğruyu söylemek gerekirse
sizin gözlerinize karşı koyabilecek erkek yok denecek kadar azdır”. Güldüm
yani, ne diyim.
Öpüldünüz
arkadaşlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder