Bugün “İş
Yeri” ve “Yukarıdakilerden Hiç Biri” kategorilerine başlıyorum. İş Yeri’nde
daha çok, benim “oğlanlar” dediğim 4 kişi (Aslan, Barış, biraz Kerim, biraz
Melih) ile yazışmalarım
var. Yukarıdakilerden Hiç Biri’nde ise, tek tük mesajlaştıklarım veya gelen bir e-posta üzerine yorumlarımı bulacaksınız.
var. Yukarıdakilerden Hiç Biri’nde ise, tek tük mesajlaştıklarım veya gelen bir e-posta üzerine yorumlarımı bulacaksınız.
Bundan
sonraki yayınlarım sırayla (yani kronolojik olarak) olacak. Ama tabi gene teee
2001’e gittiğimizden, Kıslar ve Aile’de geldiğimiz yeri/tarihi yakalayana kadar,
İş Yeri ve Yukarıdakilerden Hiç Biri yazıları arka arkaya gelecek. En baştan
kronolojik yapsam iyiymiş…
16 Ekim 2001
Aslan’ın
tasvip etmediği bir evlilik yapan yeğeni ve kocası Aslanlar’ı ziyarete
gelecekti.
Banu:
Sevgili Aslan,
Sabahtan beri 3-4 kere
telefon ettim, yerinde bulamadım. İş başındasındır diye çağrından da aramadım.
Merakım şu ki; Pazar akşamki meydan muharebesinde neler oldu? Çocuklar sağlam
mı? Hangi hastanede yatıyorlar? Hani yani bi çiçek gönderirdik...
Vallahi merak ettim,
rüyama bile girdiniz ailecek. Bi bilgi verirsen sevinirim. Yok 'sana ne, bu
bizim aile içi problemimiz, mahremiyeti var' dersen de yapacak bir şey yok,
canın sağolsun.
Öpüldün
Aslan:
İyi ki anımsattın, ben
anımsayamıyorum. Akşama Gülsev’e sorarım. Çağrı aleti şu anda çalışmıyor zaten.
Banu:
Eeeeee?
Aslan:
Eeeesi ne olsun? Tatlı dille, tuttukları yolun
yanlış olduğunu, büyüklere saygının küçüklere sevginin ne kadar önemli bir olgu
olduğunu, insanın insana her daim lazım olacağı gerçeğinin unutulmaması
gerektiğini anımsattım ve onları kovdum. Eğitim tarzımın pek olumlu bir etki yaratmadığından
ben de ciddi olarak kuşkuluyum.
18 Nisan 2002
Fluorid
ile ilgili bir komplo teorisi yazısı yollamışım.
Aslan:
Banu kardeş,
Kesinlikle okunmadan
silinecek bir yazı, yalan, vehim, kuruntu ve abartıyla dolu. Hiçbir şekilde,
internetten gelen ve sağlıkla ilgili yazılara itibar etmeyiniz, okumayınız,
okutmayınız. Ağabeyim bana anlattı, gönül huzuruyla macununuzu kullanınız ve
kafanızı kendiniz için, vatan için daha hayırlı meselelere yorunuz. Ayrıca
ıspanakta demir vardır.
Hergün nasıl bir müthiş
tuzak içinde olduğumuzu gösterir yazılardan gına geldi değil mi?
Önemli nokta şudur:
Dişler sağa sola fırçalanmaz, yukarı aşağı fırçalanır.
Banu:
Valla Aslan kardeş
belki de haklısın ama ya bu yazılanlar doğruysa, ya da hadi diyelim yarısı
doğruysa? Ben gene de artık daha az diş macunu kullanacağım. Ama evet haklısın aslında
böyle yazılardan hakkaten gına geldi, Deniz'e söyleyeyim de böyle şeyler
yollamasın.
Ayrıca ben de doktora
sormuştum, 'dişler ille de yukarıdan aşağı fırçalanacak diye bir şey yok, hatta
hiç sağdan sola doğru fırçalamazsan, öyle fırçaladığında ulaşabildiği yerlere
fırça hiç ulaşamıyor, her türlü fırçalamak lazım' demiş idi.
Aslan:
E en azından macundan
kazanırsın. Kalan kısmı paranoya. ”Aramızda kalsın. CIA'da halamın kuzeni
çalışıyor, o dedi” mi diyeyim yani. Diğer konu da illa ki yukarı aşağı, abim
dedi diyorum sana. Aaaaa, pek inatçı çıktın sen de.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder