8 Nisan 2016 Cuma

Aslan'ın Eğitim Tarzı, Fluorid

Bugün “İş Yeri” ve “Yukarıdakilerden Hiç Biri” kategorilerine başlıyorum. İş Yeri’nde daha çok, benim “oğlanlar” dediğim 4 kişi (Aslan, Barış, biraz Kerim, biraz Melih) ile yazışmalarım
var. Yukarıdakilerden Hiç Biri’nde ise, tek tük mesajlaştıklarım veya gelen bir e-posta üzerine yorumlarımı bulacaksınız.

Bundan sonraki yayınlarım sırayla (yani kronolojik olarak) olacak. Ama tabi gene teee 2001’e gittiğimizden, Kıslar ve Aile’de geldiğimiz yeri/tarihi yakalayana kadar, İş Yeri ve Yukarıdakilerden Hiç Biri yazıları arka arkaya gelecek. En baştan kronolojik yapsam iyiymiş…

16 Ekim 2001

Aslan’ın tasvip etmediği bir evlilik yapan yeğeni ve kocası Aslanlar’ı ziyarete gelecekti.

Banu:
Sevgili Aslan,
Sabahtan beri 3-4 kere telefon ettim, yerinde bulamadım. İş başındasındır diye çağrından da aramadım. Merakım şu ki; Pazar akşamki meydan muharebesinde neler oldu? Çocuklar sağlam mı? Hangi hastanede yatıyorlar? Hani yani bi çiçek gönderirdik...

Vallahi merak ettim, rüyama bile girdiniz ailecek. Bi bilgi verirsen sevinirim. Yok 'sana ne, bu bizim aile içi problemimiz, mahremiyeti var' dersen de yapacak bir şey yok, canın sağolsun.
Öpüldün

Aslan:
İyi ki anımsattın, ben anımsayamıyorum. Akşama Gülsev’e sorarım. Çağrı aleti şu anda çalışmıyor zaten.

Banu:
Eeeeee?

Aslan:
Eeeesi ne olsun? Tatlı dille, tuttukları yolun yanlış olduğunu, büyüklere saygının küçüklere sevginin ne kadar önemli bir olgu olduğunu, insanın insana her daim lazım olacağı gerçeğinin unutulmaması gerektiğini anımsattım ve onları kovdum. Eğitim tarzımın pek olumlu bir etki yaratmadığından ben de ciddi olarak kuşkuluyum.


18 Nisan 2002

Fluorid ile ilgili bir komplo teorisi yazısı yollamışım.

Aslan:
Banu kardeş,
Kesinlikle okunmadan silinecek bir yazı, yalan, vehim, kuruntu ve abartıyla dolu. Hiçbir şekilde, internetten gelen ve sağlıkla ilgili yazılara itibar etmeyiniz, okumayınız, okutmayınız. Ağabeyim bana anlattı, gönül huzuruyla macununuzu kullanınız ve kafanızı kendiniz için, vatan için daha hayırlı meselelere yorunuz. Ayrıca ıspanakta demir vardır.

Hergün nasıl bir müthiş tuzak içinde olduğumuzu gösterir yazılardan gına geldi değil mi?

Önemli nokta şudur: Dişler sağa sola fırçalanmaz, yukarı aşağı fırçalanır.

Banu:
Valla Aslan kardeş belki de haklısın ama ya bu yazılanlar doğruysa, ya da hadi diyelim yarısı doğruysa? Ben gene de artık daha az diş macunu kullanacağım. Ama evet haklısın aslında böyle yazılardan hakkaten gına geldi, Deniz'e söyleyeyim de böyle şeyler yollamasın.

Ayrıca ben de doktora sormuştum, 'dişler ille de yukarıdan aşağı fırçalanacak diye bir şey yok, hatta hiç sağdan sola doğru fırçalamazsan, öyle fırçaladığında ulaşabildiği yerlere fırça hiç ulaşamıyor, her türlü fırçalamak lazım' demiş idi.

Aslan:
E en azından macundan kazanırsın. Kalan kısmı paranoya. ”Aramızda kalsın. CIA'da halamın kuzeni çalışıyor, o dedi” mi diyeyim yani. Diğer konu da illa ki yukarı aşağı, abim dedi diyorum sana. Aaaaa, pek inatçı çıktın sen de.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder