30 Aralık 2002
Banu:
Yav arkadaşlar, bize 129
milyon elektrik faturası geldi, iyi mi? Üstelik sadece 1 aylık! Lojmanda ayda
300 KW harcarken burada 600 KW'ı nasıl harcadığımızı bana açıklayacak
biri var mı? Gerçi basit, lojmanda bizim termosifonun dışı hep sıcak olurdu, burada ise buz gibi, termostatta kalamıyo ki meret, habire çalışıyor, sanırım en büyük etken bu, artık mecburen bundan sonra termosifonun derecesini düşürüp ılık suyla yıkanacaz, kettle denen süne zararlısını çok gerekmedikçe kullanmayacağız, mikrodalga fırının yüzüne bakmayacağız, nefret ettiğim halde tuvalet kapılarını kapalı tutacağız (hani belki ısı kaybını düşürürüz deyu), akşamları da mümkün olduğu kadar misafirliğe gideceğiz, evde kalırsak da gaz lambası yakacağız.
biri var mı? Gerçi basit, lojmanda bizim termosifonun dışı hep sıcak olurdu, burada ise buz gibi, termostatta kalamıyo ki meret, habire çalışıyor, sanırım en büyük etken bu, artık mecburen bundan sonra termosifonun derecesini düşürüp ılık suyla yıkanacaz, kettle denen süne zararlısını çok gerekmedikçe kullanmayacağız, mikrodalga fırının yüzüne bakmayacağız, nefret ettiğim halde tuvalet kapılarını kapalı tutacağız (hani belki ısı kaybını düşürürüz deyu), akşamları da mümkün olduğu kadar misafirliğe gideceğiz, evde kalırsak da gaz lambası yakacağız.
Bu arada nassı boktan
bi cumartesi geçirdiyimi soran var mı? Yok! Ben gene de anlatacağım. Ctsi günü
Deniz'in patronu sabah 11.00'e toplantı koyduyu için Deniz saat 10 itibariynen
hayatımızdan çıktı. Ben saat 10.30'da Ege'yi Basket'e götürdüm, eve geldim,
fişe takılmış gibi ortalığı topladım, 12.30'da Ege'yi aldım, arabayla metro
durağına gittik. Metro-Ankaray seyahatinden sonra Atlı Spor'a ulaştık. Allahtan
biraz vaktimiz vardı, Ege'ye bişiler yedirip, üstünü değiştirdim. Kurstan sonra
(Bu arada kursu 14.10-14.30 arası ve okulunun yılbaşı balosu da 14.00'de
başladı) Ege'yi karga tulumba bir taksiye atıp, takside üstünü-başını ve
ayakkabılarını değiştirdim (bütün bu kıyafetler-ayakkabısına varıncaya
kadar-bir koca çanta içinde bütün bu macera boyunca kolumda asılı idi), Ege'yi
baloya koyup anneme gittim. Çok fena çişim gelmişti ve karnım açtı ve
üşümüştüm. Annemlerin kapıyı açan olmadı mı sana, 40 takla atarak çantamdaki
anahtara ulaştım ve kendimi eve dar attım. Karnımı doyurup tekrar çıktım. Akşam
misafir gelecek ya, yemek işi tamam da, çayın da yanına bişi alayım dedim,
neyse o işi de halledip, Annemlere geri geldim. Bu arada Deniz gidip
Batıkentten arabayı aldı, saat 17.00'da Ege'yi aldı, sonra gelip beni aldı ve
biz ancak (trafik yüzünden, inanılmaz bir trafik vardı) saat 18.30 civarında
eve gelebildik. Ben gene fişe takılmış gibi çalışarak masayı, salatayı falan
hazırladım, ve bilin bakalım ne? Arkadaşlar gelmedi!! Karı-koca kavga etmişler,
cezalanan biz olduk. Siz hiç böyle bir saçmalık duydunuz mu? Yani karı-koca
kavga edip söz verilen yere gitmiyorlar? Neyse, diğer arkadaşlarımız (2 aile gelecekti) geldi Allahtan,
onlarla güzel güzel oturduk, gece 12'yi geçiyordu gittiklerinde.
Bir soru daha: Bu
boktan günde burada ne işimiz var? Zaten Şirket’in yarısı izinli, biz de
boşluktan bööle hayatımızı anlatıp duruyoruz. Töbe töbeeee!!
Neyse daha fazla uzatmayayım.
Bitiriyorum.
07 Ocak 2003
Banu:
Şekoş,
herşey tamam, bugün saat 18.10 seansına Yüksüklerin Büyüğü'ne gitcez. Akşam
çıkışta hepbirimiz Aslan'ın arabasına doluşcaz, İri Migrosa intikal etcez,
zaman biraz az ama gene de karnımızı doyurcaz, soyna da keyifle filmimizi
izlicez.
Ancak
benim merak ettiğim şu; Hem içerik hem teknik olarak (son derece insancıl ve
içinden gerçek hayata dair bir dünya ders çıkarılabilecek) bunu havada karada
8'e katlayan Harry Potter'a prensip olarak karşı olurken, ve hatta ona giden
bizleri hafif küçümser bir edayla burun kıvırarak süzerken, Harry Potter'da
zerresi bulunmayan kan-dehşet-vahşet-savaş-ölüm vs. bolluğundan geçilmeyen bu
filme niye karşı değilsiniz onu anlamadım.
Gülfem:
Size
de günaydın hanfendü... Aslında kısaca fantastik filimleri
severim de diyebiliriz.
Banu:
Zaten Harry Potter da
bir aşk filmiydi ya!!!
Gülfem:
Peki söle bakim H.
Potter da Hobitler var mı?
Banu:
Hayır hobitler yok, ama
cincüceler, ismi anılmaması gereken kişi, muggle'larla ilişkiler bakanlığı,
anka kuşu, quidditch oyunu, içinde anka kuşunun kuyruğundan bir kıl olan büyü
sopası, canavar bakıcısı Hagrid, neredeyse kafasız Frank, nimbus 2000 model
uçan süpürge, parolayı bilmeyeni yatakhaneye geçirmeyen tombul kadın, hareketli
resimler, karanlık büyülerle savaş dersi, çığlığı insanı sağır eden, onun için
de fazla büyümeden ekilmesi gereken adam şeklindeki adamotu, görünmezlik
pelerini, çığırtkanlar, Dumbledore, ve daha sayamadığım niceleri var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder