05 Ağustos 2004
Barış
bir özlü söz yollamış: Yaşam Yaşandığı Kadar Vardır Ve Yaşandığı Sürece
Anlamlıdır!
Banu:
Barış:
Elbette hayır. Geldii
gibi forvırtlamıştım. Okumadım bile.
06 Eylül 2004
Barış
benden işle ilgili bir şey istemişti.
Barış:
Şu salak pazarteside bu
zavallıyı sevindirmek istersin herhalde dimi? (Aslında mi'nin ayrı olması gerek
ama, Türkçe'de "dimi" diye bişey olmadıı için ayrı olup olmamasının
da hiç 1 önemi yok diye düşünüp bitişik yazdım)
(2
gün sonra)
Banu:
Inbox'ımı temizliyordum
da, burada bi sataşma olduğunu farkettim, geç de olsa cevapsız bırakmak olmas,
di mi ama?
Gelelim "di
mi"ye. Bu aslında "değil mi?", yani bir nevi ingilizcedeki
"isn't it?"in kısaltılmış hali. Yani bir takım sesler düşmüş ve bizim
"değil mi?" olmuş sana "di mi?". Burada birebir eşleme
yaparsak, "değil=di" ve "mi=mi" oluyor, ve akabinde şunu
söylüyoruz, eğer "değil mi" derken ayrı yazıyorsak, "di mi"
derken de ayrı yazmamız gerekiyor. Zaten böyle olmasa bile, soru eklerinin
daima ayrı yazılması gerektiği kuralını uygulasak da aynı sonuca varırız. Şimdi
söle bakim, yumurta mı tavuktan, tavuk mu yumurtadan?
Barış:
Derhal yanıtlıyım: Yımırta
davukdan çıkar. Yımırtadan davuk değil civciv çıkar.
Banu:
Yani bir başka deyişle,
kısa kesiyim, aydın havası olsun...
Barış:
Hiçte bile. 1 kere
mevzu tamamen felsefi. Neden kısa keseyim. Ama ifade net. Sen hiç ¼ dm3
hacimli, 0.5-0.8 mm kalınlığında kalsiyum esaslı 1 kabuktan oluşmuş aptal 1
yımırtadan, aha at gibi davuk çıktıını gördün mü? (mü ayrı, her bokun
başlangıcı da bu ayrı mü, mi, oldu ya zaten). Hem bazen yımırtadan horoz da
çıkar. Ama onu daha sonra anlarsın. Sabaha karşı çite çıkıp öttüğünde.
Banu:
E ama ben her sabah bi
yumurta yiyorum, hiç de aptal diiller. Daha doğrusu 3 gündür eve yumurta almayı
unuttuyumdan için yiyemiyorum, yakında duvarları kemirecem. Horozların şeyi
(pipisi) olmaz mı? Niye anlaşılmıyo?
Barış:
Horozların herhalde o
amaca hizmet eden 1 çeşit organı vardır. Ama ben hiç görmedim. Ama kedi dersen
var. Bizim Osman’ın at gibi maşallah. İlerde kestiricez tabii. Zavallı hayvan.
Neyse konuya dönecek olursak; bu kümes varlıklarını uzmanlar civciv yaşta
anlıyo, kim dişi kim erkek. Nası bilmiyorum. Ama pipisinden değil, belki
poposundan.
10 Eylül 2004
Bir
gazete haberi yolladım: “…Londra'daki Uluslararası Çocuk Lösemisi
Konferansı'nda, geceleri aydınlıkta uyumanın çocuklarda lösemi riskini
arttırabileceği olasılığı dile getirildi.
Suni ışığın, hücreleri kansere karşı koruyan ve geceleri yükselen
melatonin hormonunu yok ettiği belirtiliyor…”
Güneş:
Bu ne demek yahu?
Banu:
Sen o yeni aldığın gece
lambalarını çöpe atıyosun demek şekerim...
Güneş:
Atmam be. Onlardan
olmaz. Ciddi tepedeki ışıktan bahsediyor olmalı....
Banu:
Ulan kim çocuğunu
lambası yanan odada uyutur? Yani şunu mu demek istiyor "zaten kimse
uyutmaz ama biz gene de kulaanıza kar suyu kaçıralım dedik, sapığız da".
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder