24 Nisan 2016 Pazar

Anasının Gözü Kadınlar, ABD'de Eğitim

03 Aralık 2003

Barış, Pakize Suda’nın, kadınların ne anasının gözü olduğu ve bu kadınların ellerine düşen erkeklerin de ne zavallı yaratıklar olduğu üstüne matrak bir yazısını yollamış.

Banu:
Bu yazı bana, son 1-1. 5 yıl içinde her bir arkadaşımdan en az 2'şer kere geldi. Neden bana inatla bu yazının yollandığını merak etmekle birlikte, hiçbirine cevap yazmamıştım. Ama artık bu iş benim için bir namus borcu oldu, piyango da sana çıktı. 

Bu yazıda anlatılanlarda gerçeklik payı olmakla birlikte, bu ülkede bunların tam tersi durumlar da azımsanamayacak kadar çok yaşanmakta. Burada anlatılanlar daha çok belirli bir kesimin, eski deyimle, "küçük burjuva"nın sorunları. Mahkemeler dayak yiyen, bıçaklanan, kesilen biçilen kadınların davalarıyla dolu. Bunlar sadece bilinenler. Haala pencereden bakamayan kadınlar var.

Bu tip yazılara konu olan durumlar, bizim gibi insanların kendi aralarında konuşup gülmesi gereken konulardır, yoksa yüksek tirajlı bir gazetede sanki memlekette herkes kocasının burnuna halkayı takmış gibi lanse edilmesi gereken konular değil.

Ayrıca, haklı çıkmak adına bile olsa, erkeklerin bu kadar salak olduklarını kabul etmemeleri gerekir diye düşünüyorum. Yani örneğin "bütün kadınların mutlaka koşulacak şartları vardır-seninle evlenirim ama... " kısmı, özellikle erkekler için, çok aşağılayıcı, yani bi tane adam da çıkıp "hadi len, ben satılık kadın arasam başka yere giderim" demiyor yani, öyle mi?

Şu, "erkeklerin duygulu aşk şiirleri yazarken kadınların o sırada ne yaptığının merak edildiği" kısmı da, bir kadının yazdığına inanmak çok zor. Kadın o sırada tabi ki şiir yazan erkeğin yemeğini, ütüsünü yapmakla, evini temizlemekle, çocuklarına bakmakla, hatta büyük ihtimalle evin geçimini sağlamak için dışarıda çalışmakla, bütün bunlardan sonra kalan zamanında da adamı yatakta memnun etmekle meşgul, ve tabi muhtemelen de babası oğullarını okutmayı tercih ettiği için okuma-yazmayı bilmiyor. Ve başka türlü bir yaşam olduğunu da.

"Evli kadınlarla ilişkiye giren çok az erkek var"mış! Çok normal değil mi? Yani karısının kendisini aldattığını öğrenen erkekle, kocasının kendisini aldattığı öğrenen kadınların çözümleri, göze alınabilirlik açısından, bir grubun oranını tabi ki aşağıya çekiyor. Bu yazının bir yerinde geçen "aldatılan kadın çocuk yapar" kısmı maalesef büyük ölçüde doğru çünkü bu, köyde olsun kentte olsun, kadının elinde olan, kontrol edebileceği bir şey. Ama "gururlu erkeklerin hemen boşanmaya kalkması" savı beni güldürdü. Yani bu ülkede mahkemelerdeki "aldatan karısını (ve genellikle sevgilisini de) vuran koca" davaları, erkeklerin aldatıldıkları için açtıkları boşanma davalarını havada karada 5-6'ya katlar diye düşünüyorum.

Yani böyle şehirli-köylü (ya da şehirdeki köylü) kaygılarının genel-geçer doğrularmış gibi ele alınmasında hoşlanmıyorum. Sabah sabah Pakize'nin derdi seni mi gerdi diyecen ama kendimi tutamadım. Bir de iyi tarafından bak, bu yazının yazarı Allahtan sen değilsin.

Öpüldün

Barış:
Lan hiç mi işin yok be.

Banu:
Keh!

03 Aralık 2003

Barış, “Buyur buna da 8 sayfa yorum yaz......” notuyla “Çocuk eğitiminde ABD - Türkiye farkı” konulu, tabi ki ABD'nin üstünlüklerini sıralayan bir yazı yollamış

Banu:
Tabi ki buna da yazacak, örneğin mükemmel eğitimi olan ABD'deki suç oranının yüksekliği, seri katil cenneti olması, 10 yaşında okulunu makinalı tüfekle tarayan, öğretmenlerini öldüren çocukların bolluğu gibi, bir kaç lafım olurdu ama yazmayacağım.

Barış:
Nası istersen. Ben burdayım, okurum.

Banu:
Ha tabi, sonra da "senin işin mi yok", bilmem ne, cart curt, yemezler... 

2 yorum:

  1. En güzel "keyfekeder"in henüz okumadığım olduğunu bilmekle beraber, bugüne dek yayımlananlar içinde en kralı budur diyorum.

    YanıtlaSil