18 Haziran 2016 Cumartesi

Tarif, Mevlana, Acar Bilgisayarcılar, Zeytin, Gülfem'e Gidiyoruz, Yerli Dizi Seçimi, Ezel, Müdür-Adam, Zavallı Ege

28 Aralık 2009

Kızlar bana yemeğe geldiklerinde yağlı muhallebi yapmıştım, çok beğenmişlerdi ve tarifini istemişlerdi. Ben de tarifi yolladım.

Beril:
Hayırdır bebişim, noldu sana???

Banu:
Niçün? N’oldu? Yanlış bişi mi yaptım? (kadın güvensizmiş) Bunları yollamıcak mıydım?

Beril:
Yollarım dediğini unutmuşum, birden domes mi olmaya başladın yoksa aman allayım, diye düşündüm. Uzan ve derin nefes al, ya da git bi elini yüzünü yıka, geçer dicektim canımcım…

Melis:
Yollıcaktın tabii ki, çook teşkkürr ediyorum, yağlı muhallebiyi hemen denicem, Fulya’nın İtalyan bi arkadaşı yemeğe gelicek Çarşamba akşamı şööle biraz otantik yemekler yapim diyorum da, tatlı olaraktan bunu sunabilirim. Beril’cim sen panik olma, domes filan olduğu yok ben yolla yolla diye baskı yaptıydım cumartesi kendüsüne de ondan yaniii.

Banu:
Ay aman dur, ne domesi, domes diyince benim aklıma anca domates geliyor, domatesin çekirdeği kırmızı kırmızı, oy oy... Ancak, birilerine tarif vermek de beni biraz sarstı, bünyeme ağır geldi, hafif sersemledim, sabahtan beri kendime gelemiyorum, evet evet, ben bi elimi yüzümü yıkayayım... Seviyorum yaşamayı.

04 Ocak 2010

Aslan: (Konu kısmında “böyle sözler de var” yazmış)
 
Ben dostlarımı ne kalbimle ne aklımla severim...
Olur ya...
Kalp durur..Akıl unutur..
Ben dostlarımı ruhumla severim.
O ne durur..Ne de unutur.

MEVLANA

(Ertesi gün)

Banu:
Biz de seni seviyoruz...

(biraz geç bir cevap oldu ama idare edin artık, bizim de feleğimiz şaştı burada)

08 Ocak 2010

Barış:
Şirket artık gmailden mektup kabul etmiyor mu?

Banu:
Ediyo işte...

Barış:
deminkini niye kabul eylemedi???

Banu:
La olm, ne biliyim ben, müstehcen bişiler yollamışındır, ya da içine böcek koymuşundur, ya da bölücü faaliyet içindesindir, vardır bi sakıncası, bizim acar bilgisayarcıların gözünden kaçmaz...

Barış:
videolar geldi mi peki???

Banu:
Tek tek basaraktan 3 tane .wmv dosyası geldi...

Barış:
good

08 Ocak 2010

Banu:
Ay kızlar, ben ayvan oldum, vallayi öğlen yemek de yediğim halde, şimdi de oturmuş sabahtan kalan simit ve zeytinleri yiyorum, ay yoksa ben oküz mü oldum...

Hani yani pazartesiye zeytinimiz var zannetmeyin, yok, olmayacak, ben hepsini yiyorum..

Güneş:
Lan yuh lan. Hemde geç gittin yemeğe. Belki daha midene inmediği için algılamadın??
Neyse.. afiyet olsun, yarasın bari ne diyelim..  J

Banu:
E oküzüm işte....

08 Ocak 2010

Gülfem:
Sevgili Dostların,
Hakkımdaki imalı latifelerinizi hoş bir buse ile selamlıyorum. Sizlerin geleceğini unutmak, bu haftanın en güzel olayını unutmakla eşdeğer. Ben ki, şu köhne sıkışmışlığın altında ezilirken,  hayata dokunacağım o anları nassı unutabilirim?
Bu arada kimler geliyor?
Davet etmediğim ve ilgisiz göründüğüm için gelmemek isteyen tazeler (Rana, Merve) olabilir mi?
Lütfen beni bu konuda aydınlatıp hata yapmamı önler misiniz?
Sevgilerimle
Not: İstediğiniz yerden sizi alabilirim.

Banu:
Köhne sıkışmış arkadaşım benim, hayata dokunan kruvazörüm, sen olmuşun sen, tam dayaklık kıvama gelmişin, ben anladım onu...

Şekoş, Rana’nın gelemeyeceğini biliyorum ama sen çağırmadın diye değil, o gün bi sosyal etkinliği varmış onun, bi yerin yönetimine mi girmiş, toplantısı varmış, işte öle bişi, yoksa gelecekti yani. Merve kısmını bilemeyeceğim.

Ayrıca, Ece heveslenmesin diye söylüyorum, Ege’yi getirmeyeceğim, önümüzdeki hafta ful sınavı var, hiç bi yere gidemez valla kırarım bacaklarını...

Bu arada, sana Pazar günü geleceğimizin farkındasın di mi? Yani yarına hazırlık yapıp bize öbür gün bayat şeyler yedirme lütfen...

Gülfem:
Yılbaşından arta kalanlar duruyor. Ben onları verecektim. Fark eder mi?

Banu:
Ha o olur bak, 1 gün beklemişi yiyemem ben, yoksa 1 haftalıklarla sorunum yok...

11 Ocak 2010

Apla: (Konu kısmında “Yerli dizi seçimi için kılavuz...” yazıyor )
Ben çok anlamadim ama…

Çocuklarım olmadan asla diyorsan ALİYE'yi;
Çocuklarım için seve seve veririm diyorsan BİNBİR GECE'yi;
Çocuklarım küçük yaşta versindiyorsan KÜÇÜK KADINLAR’ı;
Çocuklarım çiftlikte versindiyorsan HANIMIN ÇİFTLİĞİ'ni;
Çocuklarımın hepsi tek bir kişiye versin diyorsan YAPRAK DÖKÜMÜ'nü;
Sülalenin hepsi birbirine versin diyorsan AŞKI MEMNU'yu izle :-))))

Banu:
Canım ben de bi tek Binbir Gece’yi biliyorum ama buradaki ana fikir “bütün dizilerde bi alışveriştir gidiyor” şeklinde, yani detay bilmen gerekmiyor ama bi anda hepsiyle ilgili bi fikrin oldu di mi?

Apla:
Kesinlikle. Bütün diziler çocuk sevgisi üzerine.

12 Ocak 2010

Deniz:
Bi hafta sonu biz de gidelim

http://www.odatv.com/n.php?n=sosyetede-simdi-ezel-partileri-moda-1201101200

Banu:
Hadi len!

Bu arada haberi okumadığın belli, çünkü bir hafta sonu aktivitesinden değil Ezel'in gösterildiği gün bi evde toplaşıp seyretmekten bahsediyor. Onu da yanlış bahsediyor, Salı akşamı diye yazmış, halbuki Ezel'in Pazartesi akşamları olduğunu herkes bilir...

13 Ocak 2010

Banu:
House’u izleme fırsatın oldu mu?

Aslan:
House adama bakıyoruz, Ekini yatırıp. Gülsev çok sevdi ve bayılarak izliyor, ben de sevdim diyebilirim. Teşekkür ediyoruz.

Banu:
Ay Aslan, Müdür olduğundan beri ilk defa mesajlarıma yorum yapıyorsun, hem de 2 tane arka arkaya, yavaş yavaş aramıza dönüyor musun ne? Heyooo...

Aslan:
Şu sıra ofiste mail beklemek zorundayım da ondan, yoksa giderek müdür-adam oluyorum.

Banu:
Haaa, tamam o zaman...

Aslan:
Aha da kalktım gidiyorum, boşuna yazma artık.

14 Ocak 2010

Banu:
Yav Deniz, bu ... sevdiğimin okulunun portalında, yarın 3. aylık ödev kontrolunun yapılacağı falan yok, hiç olmadı, ben hergün 2 posta girip bakıyorum yeni bişi var mı diye, telefona gelen mesajda bi de “hatırlatıyomuş”, yani biz bunu zaten biliyomuşuz da (nereden bileceksek), unutmayalım manasında... Valla Ege bu konuda ne yaptı bilmiyorum, bi de yarın Fransızca ve Matematik sınavları olup, buna ek olarak ayrıca Biyoloji ödevi ve akabinde bunu müteakiben Kimya ödevi var. Bence Ege bu gece uymasın, çalışsın ayvan diyorum, sen ne dersin? Uyuyup n’olacak, uyuya uyuya bu hale geldik, uyanık olmalıyız, gözümüzü dört açıp, kaçmaya çalışan soruları havada yakalayarak çözmeli, çözdürmeliyiz, çözmezse ebesini...töbe töbe...

Brecht’in bir güzel şiiri aklıma geldi, bunu öğrenciliğimde pek severdim (hala seviyorum ama bugün, o gün geldiği kadar anlamlı gelmiyor haliynen...)

Haklıyım deme sık sık üstad
Öğrencin de görsün bırak
Zorlama gerçeği
Gerçek zora gelmez
Konuşurken dinle biraz

(Bu mesajı Ege’yi sorup duran Güneş’e de yolladım)

Güneş:
Ya banu çok komik yazmışsın ama ben buna gülemiyorum ve ciddi ciddi oğlum için üzülüyorum haberin olsun. Bütün bunları yapan çocuklar var mı, varsa kaç tane ve kimdir bunlar? Neye benzerler merak ediyorum. Ayrıca bir konuyu daha merak ediyorum; bu çocuklar esas gaza basmaları gereken 3 ve 4. Sınıfta buna heyecan ve güç bulabilecekler mi? Ciddi ciddi düşünmek lazım belkide?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder