16 Haziran 2016 Perşembe

Adı Anılmaması Gereken Aktivite, Komple Birey, Nişan Fotoğrafları, Sergi Fotoğrafları

04 Kasım 2009

Bir türlü gerçekleştiremediğimiz için “adı anılmaması gereken aktivite” yazdım konu kısmına.

Banu:
Kıslar, bizim şu “raklet” olayını bu hafta sonu (yani 07 Kasım 2009, Cumartesi günü) yapalım diyoruz. Konuyu uzatmıyoruz, üstünde durmuyoruz, hatta yokmuş gibi davranıyoruz. Çok
heveslenince işler boka sarıyor biliyorsunuz. Hatta buna artık “raklet” değil de “kaptan swing” demek istiyorum.

Bu hafta sonu herkeşlere OK midir?

Bu arada Elçin işten çıktırılttırılmış, bu konuda ne hissedeceğime henüz karar veremedim (üzüntü, şaşkınlık, sıkıntı, sevinç, “hö”, kendini asma isteği, şarkı söyleme isteği, vb.), gerçi Elçin hiç kötü değilmiş, ben de bu paralelde gidebilirim sanırım. Hayırlısı olsun şekoş, ittiret, bi de üstüne “hahhayt, bi daha mı gelecem dünyaya” diyerek şen kahkahalar atabilirsin. Hem bak, allaan işi, bu sayede bu hafta sonu da gelebiliyorsun, ben de sana kaptan swing yedirecem (ay bu cümle bi tuhaf oldu galiba, neyse, anladın sen onu).

Öpüldüttürüldünüz...

Elçin:
Canlarım, ciğerlerim, kuzu sarmalarım,

Merak etmeyin ben iyiyim. Hakkaten bi daha mı gelicem dünyaya koy dötüne modundayım. Hatta bu hafta Kütahya'ya dönerken işten ayrılsam evi nasıl toplarım, otobüsle mi dönerim, sonra arabayla mı gelsem planları bile yapmıştım bu olaylar gerçekleşmeden önce. Nedense bi fenalık gelmiştiydi bana.

Geldiğimden beri pek haz etmediler zaten, Seracettin Bey'in adamısı olaraktan. Dolayısıyla Sero gitti kavga bitti. Bu sefer de bi efendiydim bi uyumluydum  Allah sizi inandırsın. Nasip, kısmet.

Neyse cumartesi görüşürüz artıkın, ohhh canıma com com.

Öpüldünüzzz.

Melis:
Kızlar bugün acayip yoğunum, arada maillerinizi görüyorum ama cevap yazma moduna giremedim bi türlü, Elçin’cim süpersinnn diyorum sana ”Hakkaten bi daha mı gelicem dünyaya koy dötüne modundayım” cümlenden dolayı... Banucum “raklet” Cumartesi buluşması için şu anda bişey diyemiyorum, gelicekmişim gibi farzedin , bakalım nolcak.
Hepinizi öptüm.

Eda:
Elçin gulüm hayırlısı olsun… Cumartesi şehir dışındayım, çok şaştınız biliyorum. Zaten sekizi aşmamak gerekiyordu değil mi???
Öptüm

11 Kasım 2009

Bir kadının şusu olmalı, busu olmalı, şöyle olmalı, böyle olmalı falan diye bir yazı yolladım. Rana; emekli olmuş bir arkadaş.

Rana:
EEEE?? Hepsine sahibim ve hepsini biliyorum. eeee??? başım tavana mı erdi? ne oldu yani hııı? :)
e iyi ben de sizi seviyorum.

Banu:
Ulan sana da yaranılmıyor. Herşeyin varmış işte daa ne istiyon? Belanı mı arıyon? Töbe töbe...

Rana:
Hııııı. Tornavida setim, ayaklı kadehlerim, matkabım, ful hd televizyonum, hatta rıspı elbiselerim bile var. Hani nerde aşk, sevgi, çoluk, çocuk, tutku, hırs, ihtiras, macera, heyecan, coşku, moşku, filan, başka bişi şimdilik aklıma gelmedi. :)

Banu:
E sen komple birey olmuşun. Yani komple kadın demek istedim. Bunca varlığa, erkekler seni bulamıyorsa bu da onların kaybı şekerim, dertlerine yansınlar. Gelelim diğer mevzulara:

Sevgi: Anneni, babanı, kardeşlerini, arkadaşlarını, komşularını sevmiyor musun? Ya da onlar mı seni sevmiyor? Yoksa, hiç biri olmasın ama yeter ki bi tane erkek olsun, mu diyosun? NANKÖR!!!

Çoluk, çocuk: Lan bak şimdi, Ranayla Rana olmayım diyorum ama nassı da kaşınıyon... Süleyman'la evliyken yapaydın... olmadı, sonra yapaydın... olmadı, evlat edineydin, hatta hala edinebilirsin.. Bu konuda ağlayıp durma valla kodummuydu...

Tutku: Hah, hepimiz tutkudan çatlıyoruz zati, bi sen eksiktin, masabiriiin, boşversene, tut tut nereye kadar, elinde kalakalırsın öööle...

Hırs, ihtiras: Ha bak bunlardan burada (Şirket’te) bol miktarda var, gitmiyeydin...

Macera, heyecan: Peru’yu, Kızıldenizi falan macera ve heyecandan saymıyoruz galiba, bu durumda bir şey diyemeyeceğim.

Coşku, moşku: Yav yemişim coşmuyu moşkuyu, bu saatten sonra fazla coşku sağlığa zararlı, maazallah tık diye gidersin valla, ay allayımcımlar korusun...

Ben 2-3 haftadır çakma Monte Kristo Kontu’nu seyrediyorum. Hadi hepiniz seyredin de fikir teatisi yapalım. (Ezel'i kastediyorum)

Rana:
:) Kaşınanı kaşımakta hiç gecikmiyorsun. Yirim seni. :) Yok valla şaka yapıyordum, allaha şukur seviyorum, sevenim çok, nankörlük etmiyom valla.

02 Aralık 2009

Beril abisinin nişan fotoğraflarını yollamaya çalışmış ama bizim Şirket’in filtresine takılmış.

Beril:
Nişan resimleri için bana red maili geldi, buyur buradan yak, sizinkiler kabul etmiyor ben napiyim???

Banu:
Hmmmm, peki... o zaman bi zaamet bastır, öyle bakalım... şaka lan şaka, (ben bunu yazmasam çok ciddiye alıp bi koşu bastırmaya gidecektin di mi) sen bunu benim gmail adresime yolla, onlar karışmıyolar ne yolladığına. Yalnız biliyorsun esas merak konumuz Gelin Hanım, yani bana eş dost akrabanın fotoğraflarını yollayıp beni kahretme.

Beril:
4 tane foto var kız zaten, sizinkiler kabul etmiyor diye albüm yolluyorum sandın ama durum öyle değil yanı. Tamam gmaile yolluyorum.

02 Aralık 2009

Vişnelik’teki bir fotoğtaf sergisinden fotoğraf almıştık. Sergi bittikten sonra Beril alacaktı oradan.

Banu:
Beril, sen Vişnelik’ten fotoğraflarımızı aldın, di mi?

Beril:
Bugün akşam iş çıkışı uğrayıp alacağım, ve hatta Elçin ile buluşacağım, sen de gelsene. Bu arada günaydın obsesiv kompülsiv kadın…

Banu:
Benim OCD olduğum kesin de, mesajımdaki cümlede ne tür bi obsesivite veya kompulsivite gördün ki ne? Altı üstü, 1 hafta önce yapacağını söylediğin şeyi yapıp yapmadığını soruyorum, ve üstelik de hala yapmamışın...

İş çıkışı derken? Yani benim iş çıkışında orada olmam (Vişnelik’te buluşulacağını varsayıyorum) saat 7’yi felan bulur. Eğer akşam üstüsü drinki yapıyorsanız yetişemem, yok eğer yemek neyin yiyecekseniz, o olur bak...

Ayrıcana, dönüşte Elçin herhalde beni bırakır, ha?

Sana da günaydın.

Beril:
Hanfendü, bayramda fişnelik kapalıydıydı bi kere geçen hafta alamazdım. Takıntılı olunca öyle deniyo işte. İş çıkışı derkene 18:00 civarı buluşmaca, drink almaca ve de 19:30 civarı ayrılmacayı kastediyorum. Doğrudan fişnelik civarına gelen servis yok mudur? Elçin seni dönüşte bırakır, muck.

Banu:
Zaten doğrudan gelen servisle bölle oluyo, gerçi bazen trafik daha rahat oluyo ve biraz daha erken gelebiliyo servis, amaaan, neyse ne, yarım saat yarım saattir, ben her halükarda gelirim.

Beril:
Oki doki si yu

Banu:
Lan Beril, bu arada nişan fotoğraflarını alzheimer falan olmadan önce görebilecek miyiz?
Ayrıca, hani House’un 1. sezonu??? (Beril bana bunu CD’ye çekecekti)

Bugün bana kur’ada hesap sormak çıkmış da...

Beril:
Sayın abonemiz bu bir teyp kaydıdır. Aradığınız abonemize şu anda ulaşılamamaktadır. Lütfen daha sonra tekrar denemeyiniz, ulaşamazsınız, öpüldünüz.
Türk Telekom

Banu:
Ay Beril yaaa, hiç güleceğim yoktu, vallayi gözlerimden yaş geldi. Allayımcım da seni güldürsün. Ama fakak beni yıldıramazsın, ben bunları sana ölene kadar soracam, hatta mezar taşına da yazdıracam “Nişan fotoğraflarını göremedik???” diye.
Seni teyp kaydı seniiii...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder