21 Mayıs 2010
Aslan:
Fotoğrafta, Almanya ziyaretimizde, evde bilgisayar başında
çalışırken beni hiç yalnız bırakmayan ÇITIRBEY (muhabbet kuşu) görülmektedir. Ekin’in mesafeli
durmayı tercih ettiği Çıtırbey sürekli, Ilgın Ilgın demektedir.
Banu:
Bizim, bir zavallı muhabbet kuşunu yabani bir muhabbet kuşuna
çevirebildiğimizi biliyor musunuz? Yani herkesin muhabbet kuşu sofrada salata
yer, gelir dudağından kırıntı toplar, işte böyle omuzuna, başına falan konar,
bizimkinin kafesine 1,5 metreden çok yaklaşınca intihar edercesine kendini
oradan oraya atıyordu. Zaten zavallım cereyanda kalıp öldüydü ama cereyanda
bırakan kesinlikle ben değildim, tatile giderken Gülfem’e bırakmıştık, gerisini
siz hesap edin... Üstelik tembihlemiştim de ama ....
Adı da çok güzelmiş. Çıtırbey. Bizimkisine Ege, Ardıçkuşu diyordu,
yani muhabbet kuşunun adını Ardıçkuşu koymuştu. Yetiştirdiğimiz menekşelere de
difenbahya diyoruz biz...
Ömer:
Peki Banu hanım,
siz “derdesti rüyet”e ne diyorsunuz?
Banu:
Ne alakası var?
Bu arada “derdesti rüyet”, “ilk itiraz” demek olup, davanın
esasına girmeye engel teşkil eden ve davanın başında ileri sürüldüğünde dikkate
alınan usule ilişkin itirazlardır(mış). İlk itiraz halleri kanunda sınırlı
olarak sayılmıştır(mış). Bir kısmı davalı tarafından ileri sürülebilirken bir
kısmı hem davalı hem de davacı tarafından ileri sürülebilir(miş).
Gördüğünüz gibi Ömer Bey, okula gitmeye gerek yok, biz oturduğumuz
yerden de öğrenebiliyoruz, internet sağolsun.
Ömer:
Ben oynamıyorum.............hepsinden vazgeçtim................bir
daha da ........
01 Haziran 2010
Barış: (Subject:
Fwd: HAFİF TATLAR)
Banu, sen okumadan sil lütfen...
Güneş:
Neden siliyor o?
Banu:
Aman! Bu habire bize yemek tarifleri ve türevlerini yolluyor ya,
ben de buna bi gün “sen yemekten başka bişi düşünmez misin? Çocukluğun zor mu
geçti…” falan yazmıştım, o gün bugündür bana bu konuda küs.
Güneş:
Haaaaa? Anladım.
Sen şimdi Barış’ın o narin ve minicik kalbini kırdın demek
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder