31 Mart 2016 Perşembe

Sistit, Boş Ev, Yazlık,

17 Haziran 2004

Banu:
Sen işe bu saatte mi gidiyosun? Rezalet! Benden 2.5 saat sonra. Allayim ciddiden kör et beni yaaaaa...

Apla:
Yani işe bu saatte geldiğimi nereden çıkardın? Telefon mu ettin?

Banu:
Hayır, imkanlarım var benim, başımdaki haleye hiç dikkat etmedin mi? Herşeyi görür, bilirim, ya da kamera yerleştirmiştim, oradan gözlüyorum seni... töbe töbe. Maillerini açmaya başladın ya! Bana hep geri bildirimler geliyo da o bakımdan. Ne yani aslında 2 saattir işteydin de sağda solda lak lak yapmaktan yerine mi yeni geldin? Nedir yani?

Apla:
Hayır evvelsi gün sistit oldum. Doktor ‘ağır enfeksiyon var ve biraz da böbreklere sıçramış gibi duruyor’ dedi. O yüzden iki gündür sabahları yataktan kalkamayacak kadar yorgun oluyorum. Sürünerek kalkıyorum. Piskolojik de olabilir. Yoksam ben her sabah dokuz civarlarında burada olmaya çalışıyorum. Annemlere sistit olduğumu söyledim ama fazla çarptığını söylemedim, sen bu açığı kapa da annem bu akşam uyumasın.  
Banu:
Allaalla, daha önce sistit olan birini hiç görmemiştim, gerçi seni de görmüyorum ama olsun, bu sistitin ‘sittiret’le bi alakası var mı? Hayır yani merakımdan soruyorum, "ağır enfeksiyon" olup böbreklere sıçrarken sen gazın mı var zannettin? Bu sittiret, ya da adı herneyse, olduğunda habire çişin gelmiyo mu? Ateşin çıkmıyo mu? Kötün yanmıyo mu? Ağrı sızı olmuyo mu? Yani ipucunun biri olmasa başkası dikkatini çekmedi mi? Sen salak mısın?

Bi de bu üşütmekle ilgili bi hastalık diil mi? Yani bu mevsimde bu kadar nerde üşüttün? Sana diyorum her müşteriyi alma diye. Allah bilir bu seferkinin de balkon fentezisi vardı, oralarda öööle üşüttün tabi, di mi? Ay ne diyim ben sana, geçmiş olsun bakalım. Antübütük alıyo musun? Ayrıca mesajında "fazla çarptığını söylemedim" derken ne kastediyoduysan, ben bişi anlamadım.

Apla:
Tabii ki çiş yaparken sonunda “Yandım Allah” olunca hemen doktora gittim. Yani sallanıp sallanıp yumurta kapıya dayanınca dohtora gitme durumu yok. Ayrıca bunun üşütmeyle de alakası yokmuş, bir yerden mikrop kapabilirmişim falan filan. Fazla çarpması, iki gün kendimi cok yorgun hissetmemdi.

18 Haziran 2004

Banu:
Bir Cuma'nın daha 4.30'una gelmiş bulunmaktayız. Programımızın sonuna gelirkeeen...
Nispet yapıyo gibi olmasın ama ben yarım saat sonra çıkıyorum. Evime gitçem ki boş! Ne saadet. Ege halada, Deniz de akşam geç gelecek, Ege'nin de onla geleceğini göz önünde bulundurursak, yaklaşık 4 saat boş vaktim olacak. Keyfe bak! Diyeceksin ki ne yapcan? Hiiiç, ama etrafta hareket olmaması bile bana huzur veriyor.

Bu arada Deniz'in yazlığa gelememesi gündemde. Bu durumda bir ben bir kendim olaraktan Ege'yle bi başıma ne bok yicem dersin? Geçen sene gelen tayfa niyeyse lafını bile etmiyor. Hatta kazara gelmek durumuna falan kalmamak için herkes bütün ayarlamalarını çoktan yaptı. Hayret bi durum yani. Bi kaç vukuat oldu diye, bu kadar da tırsılmaz ki canım. Hayır yani bişi değil, Ege'yle denize falan da gidip gelemem, valla bilmiyorum ne halt etcem. Ama geçen günkü şeytan bacaa kırma operasyonundan sonra annemlere "hazırlanın, 17 Temmuzda Güzelçamlı'ya gidiyoruz, itiraz istemem" diyebilirim gibi geliyor. Du bakali n'olcek...

Haftanın son mesajının sonu. Öpüldün.

Apla:
Ay bence de valla kuzu kuzu gelirler. Yalnız arabayı sen kullanma, malum dama falan çıkıyorsun.

9 Ağustos itibariyle Ankara’da olsunlar da….

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder