23 Mart 2016 Çarşamba

Ege Eve Girdi, Ulus'ta Yemek

21 Ekim 2003

Gene ablama yazıyorum

Banu: 
Ne o? Hık ve mıklardan eser yok? Yani anca ben yazarsam cevap var öyle mi? E oluur, ben
sana yazarım. Zaten şimdi namkörlüğün alemi yok, son 10 günde, son 20 yılda yazdığından daha çok mektup, hadi mesaj diyelim, yazdın bana, seni de yorduk ama idare edecen artık.

Hiç sormuyosun Ege'yi. Eve girebildi mi? Yangın, su baskını veya benzeri bi felaket başına geldi mi? Yıldırım çarptı mı? Terörist saldırısına uğradı mı? Şeker vercem diyen amcalar karşısında ne yaptı? Şok belgelerle açıklıyorum: Gaaayet iyi gidiyoruz. Eve gelince beni arıyor, ama zaten unutursa da ben arıyorum. Dün gene unuttu, aradım bunu, açtı;
 - Alo
 - Alo?
 - Alo?
 - Oğlum?
 - Efendim?
 - Eeeee?
 - Ne eeesi?
 - Beni aramayı unuttun...
 - Amaaaan, unutmuşum (?!!)...
 - Bunu ben söyledim zaten!
Gördüğün gibi çok güzel anlaşıyoruz. Evde ilk kaldığı gün de akşam geldim, bunu öptüm okşadım "aman da aman, benim kuzum kendisi eve girermiş de, falanmış da filanmış" şeklinde güzel güzel konuştuk, ama sonra ilerleyen vakitlerin birinde tabi ki beni sinirlendirdiği ve benim cırladığım bir an oldu. Şöyle elini kaldırdı ('dur' der gibi), "anne bak! iyi başladık bozmıyalım istersen" dedi. Dövülmez de artık, çok büyüdü...

Gene aikidoya başladı ama bu sefer Vişnelik'te bi kurs varmış oraya yazdırdık, yani yolumuz yarı yarıya azaldı.

Deniz haaala perişan, ama nihayet dün traş oldu, acık adama benzer bi hal almış. Hayır yani adam zaten kıllı, yani kocam diye söylemiyorum, bir nevi insan triko, bi de saçı başı da uzayınca ürkünç oluyor biliyon nu...

Hafta sonu gene çok işim var, her hafta sonu benim çok işim oluyor, gene iki ayaam bi pabuçta olacak: Egeyi dişçiye götürmem gerek, ayrıca annem Kevser Yenge ve Ahsen'i "Ulus"da bi yere götürecekmiş, ben de olaya dahil oldum. Yani bu annem de Ulus'un ücra köşelerindeki garip yerleri nerden bulur bilmiyorum. Tunalının, GOP'un suyu mu çıktı, anlamıyorum ki? Bu arada benim de bi doktora kötümü göstertmem lazım ama görünen o ki bunu bu hafta sonu yapamayacağımdan, benimkisi gene öbür haftaya kaldı, ha ama zaten o zaman da regl oluyorum, teee öbürkü haftaya kaldı. Hafta içinde gidemiyorum çünkü Ege'yi ne yapacağımı bilmiyorum, yani ancak buradan direk gidersem doktorumun son randevusu olabiliyorum, ama dediğim gibi birinin bu arada Ege ile ilgilenmesi gerek. Hani diyorum, sana da zor olacak ama bi uçağa atlayıp geliversen de, şu doktor işimi halletsem (bunu yazmak zorunda kaldım, yani bütün kurgu bunun üstüneymiş gibi oldu, doğal sonuç buydu da ondan için yani...). Ne Ulus buluşmasını ne dişçi randevusunu sabaha alamıyorum, olayların tabiatına ters. Öğleden sonra oturmasını sabah 9. 30'da yapamayız di mi? E doktorlar da kötlerini kaldırıp en erken 1'de muayenehanelerine ancak gelebiliyorlar. Hadi diyelim ki Ege'nin randevusunu 1.30'a aldım, sonra annemin programına katıldım, ondan sonra da kendi kötçüme yetişemem çünkü adam cmrtdpsi (kısaltmalarla ilgili problemim var da) günleri 5'de tükanı kapıyor. Zaten öyle olmasa bile Ege'nin aikidosu saat 5'de. Ay aman bi de Ege "bilim ve teknoloji kolu" olarak bi proje sunacakmış, dedeyle onu konuşacaktı. E ama o zaman bizim sabah ezanıyla yola çıkmamızda fayda var galiba. Gitti cumartesi uykusu...

Ay vallayi yazarken bana fenalık geldi, sen okurken ne olursun bilmiyorum artık...

Öpüldün

Apla:
Bilgisayarımı formatlanmaya gönderdim başkasının bilgisayarındayım, üstelik q klavye onun için kısa kesecem: Salak, ptesi veya salı gününe randevu al, doktora git. Döndüğün zaman hayretler içinde Ege’nin hala hayatta ve dahi muhtemelen karnını doyurmuş olduğunu keşfedeceksin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder