20 Mart 2016 Pazar

Deniz, Hastane, Ege

10 Ekim 2003

Banu: 
Sevgülü apla,
Nassınız görüşmeyeli? Ne o, artık telefonu açıp gülmüyosun? (Ben ablama e-postayla bi
şey yolladığım zaman-ya karikatür, ya yazı-bana cevap yazmayıp telefon ederdi, telefonu açtığımda da konuşmaya başlamadan gülmeye başlardı) Telefon kapalıyken de aynı şekilde gülebildiğini mi keşfettin yoksa? Ailemizde bi dahi olması ne müstesna bi durum di mi? 

Neyse şekoş, sana biraz bizden haber veriim. Ben 1 haftadır hastayım, lavaboda burnumu temizlerken sanırım bi miktar beyin de akıyo, çünkü ne zaman burnumu temizlesem geçici hafıza kaybına uğruyorum. Sarsıntıdan herhal. Sesim de iyice dönmelere benzedi.

Deniz de geçen gün hastanelik oldu(muş), -muş diyorum çünkü olay şöle gerçekleşiyor: O gün, (Salı günü) Deniz gene geç kalınca bi ariim dedim, açtı telefonu, "bilmemkim aradı, bi yemek yiyelim dedi, ona uğrıcam, gelcem" dedi. Soyna arkadaş 10.30 sularında geldi ki, meğer hastanedeymiş. İşten çıkmış, arabada gelirken bi titreme, ter, mide bulantısı, her tarafı uyuşmaya başlamış, baygınlık hali falan, artık "buraya kadarmış" diyip kelime-i şehadet getirirken, şoförü gözyaşları içinde "başkanım, başkanım" diye diye bunu palas pandıras Gazi'ye götürmüş, elektro melektro, bi sürü kan tahlili falan yapmışlar, neyse hepsi temiz çıkmış. Aşırı yorgunluktan, uyku düzensizliğinden falan olabileceğini, yediğine içtiğine dikkat etmesini, vitamin almaya devam etmesini ve biraz dinlenmeye çalışmasını söylemişler.

Ege iyi, fena değil. Zaten Aslan (bkz."Kahramanlarım" sayfası) da "siz ailecek gidicisiniz galiba, merak etmeyin, ben Ege'ye bakarım" dedi de içimi rahatlattı. Ege, bu ayın 15'inden sonra akşamları dersten sonra eve kendi girecek, ona anahtar yaptırdım. Ben eve gelene kadar, yani yaklaşık 1 saat yalnız kalacak. Eve ışıldak aldım (hani şu sürekli fişde durup elektrik kesilince derhal devreye girenlerden), ayrıca Deniz'in telefonunu yeniledim, arayınca bulabilim için, ayrıca eve telsiz telefon aldım ama öbürünü de iptal etmedim, çünkü neden? Malum elektrik kesilince bu telsiz telefonlar sadece takoz olarak işe yarıyorlar. Hep gözümün önüne kışın en karanlık günlerinde Ege evde yalnızken elektriğin kesildiği ve Ege’nin panik içinde avaz avaz ağlarken, evde oradan oraya bi fil zerafetiyle koşuşturarak hem kendine hem çevreye muhtelif zararlar verdiği geliyor. Bizim telefon numaralarını kocaman kocaman yazıp telefonun arkasındaki duvara astım. Kapı tokmağına (Yabancılar için) ve ocağa (Ege için) elektrik verdim. Evin çevresine bi de hendek kazdırabilirsem içim rahatlayacak. Zincir, çekme halatı ve takozu da el altında bulunduruyorum. İtfaiye, polis, zabıta ve jandarmaya falan de haber verdim. Ayrıca Ege'yi atıcılık, aikido, judo, jiujitsu, fujitsu, ikebana, güzel konuşma ve etkili iletişim kurslarına yazdırıyoruz. Biraz tedbirli olmakta fayda var.

Gördüğün gibi hiç paniklemiş falan değilim. Ne var yani 8 yaşını bile doldurmamışsa? Elalemin çocukları bu yaşta yankesicilik bile yapıyo. N'ooolmuş yani benim boncuk gözlü, kirpi saçlı kuzucuum henüz anahtarı bile tutmayı beceremiyorsa? Bişicik olmaz.

İşte bele

Öptüm

Apla: 
Banusu, bir daha senin mesajlarını sabah sabah okumayacam, birincisi makyajım akıyor, ikincisi kavas delirdiğimi düşünüyor. Deniz'e çok geçmiş olsun. Ege'nin anahtarı boynuna iple asılı mı? Kapının önünde kaç kez anahtarı bulma ve kapıyı açma antremanı yaptınız? Hadi itiraf et, günde yarım saat çalışıyorsunuz di mi? Elektrik kesilmesi fentezini de çok ilginç buldum, benim hiç böyle bir felaket aklıma gelmemişti (felaket fentezileri beni pek açmıyor zaten). Yani Bern'de olmamızın ve elektriklerin kesilmemesinin, kesilmesi halinde de zaten ana haber bülteninde ilk haber olmasının da bunda bir etkisi olabilir. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder