25 Haziran 2004
Beril bir mesaj yollamış, kısaca: Bankalar, arabayla
yanaşıp para çekilebilecek bankamatikleri hizmete sokacakmış, Kanada'dan gelen
ATM Kullanma klavuzuymuş, tahmin
edeceğiniz gibi erkekler için 7 madde kadınlar için 26 madde var (yok el frenini çek, yok doğru şifreyi gir, yok kartı doğru yerleştir, bilmem ne)
edeceğiniz gibi erkekler için 7 madde kadınlar için 26 madde var (yok el frenini çek, yok doğru şifreyi gir, yok kartı doğru yerleştir, bilmem ne)
Banu:
Hadi len, ben böyle
kadın düşmanı yazılara hasta oluyorum, hele ki erkek milletinin yürürken
sakız çiğneyemediği düşünülürse, böyle şeyler yazabiliyor olmaları
terbiyesizliğin dik alası.
01 Temmuz 2004
Banu:
Ay Beril'cim, seni
arıcam kaç gündür, bi tuhef yoğunluk içindeyim bi türlü şaapamadım. Şimdi
aklıma geldi, sonra gene unuturum diye mesaj atıyorum:
1. Geçen gün aradığında soğuk,
mesafeli, donuk ve domuz gibi konuştuumun farkındayım ama fakak bilgisayarda
acilen bi şey yetiştirmeye çalışırken bir yandan da seni dinleyip, anlayıp,
cevap vermeye çalışıyodum. Bi 20 milyon lafı hatırlıyorum. Bu benden çıkacak bi
para mıydı yoksa bana... yani benim olacak bi para mıydı? Bi de birini
öldürecektin, o kimdi?
2. Kotumu umarım
halletmişindir. Aikidoya gelirken getirmeyi unutma. Aşağıdaki 3. maddeden
dolayı ona ihtiyacım var.
3. Ben haftaya iş için (ay
allayim bu günleri görecek miydim?) İsrail'e gidiyorum. Pazartesi gidip Cuma
döncem. Formal bir toplantıya gitmediğimiz için "rahat olabilirsin"
dediler, ben de kot giyerek bokunu çıkarmayı düşünmekteyim.
İşte bele, ben sana öptüm şeker.
İşte bele, ben sana öptüm şeker.
16 Temmuz 2004
Ankara
Yelken Klubünün Yaz Okulu ile ilgili bir duyurusu gelmişti, ben de Ege ile Berk
(Beril’in oğlan) birlikte giderler belki diye Beril’e yollamıştım.
Banu:
Güzelcim, olur da
ilgilenirsin veya ilgilenecek birileri vardır mıdır diye yolluyorum. Bunun
tarihleri daha da netleşti, ilk kurs 27'sinde başlıyor, 3 hafta boyunca
salı-çarşamba-perşembe günleri, bütün gün de değil sanırım bir kaç saat felan.
Ben aslında çok isterim de çok uzak...
Beril:
Canım, canım, canım, ne
diyim ben sana. Şöyle anlatayım ki bizim eşşek çocuklarımız bunun play station
versiyonu dışında birşeyle ilgilenmezler, istersen senle ben 8 yaşında taklidi
yapıp gidebiliriz. 18 neyse de 8 bizi biraz zorlar ama deneriz yani. Oldu
canım, öpüyorum ve de dahiyane fikirlerini hasretlen bekliyorum. Muck muck
Banu:
Sen benim dahiyane
fikirlerime kurban ol be! Ne var yani şurda atletik ve sportif çocuklarımız
olduğunu hayal ettiysem, yani "onlar gitmeyi çok ister de biz gönderemiyoruz"
havası yaratmanın kime ne zararı var? Bak benim oğluma 3 gündür yok gözüm yok
götüm diye yüzme dersine girmiyor, kafayı yicem ama ne biliyosun, belki yelkeni
severlerdi. Yani, çocumun televizyon bağımlısı, play station ve bilgisayar
manyaa, game boy'unu elinden düşürmeyen bi herif olduunu kabul etmekte
zorlanmamda bi gariplik yok herhalde.
Yüzüme vurmazsan...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder