26 Şubat 2014
Ofiste bir kokarca durumunu çözme çabaları… Adamın amirine
mesaj yazıyorum…
Banu:
Sevgili Ertuğrul,
Biz paravanın
arkasındakiler olaraktan, son zamanlarda, yaz günü halk otobüsüyle 8 saatlik
yolculuklar yapar gibiyiz, yani bir süredir burnumuza gelen rayihadan
muzdaribiz çünkü temiz olmayan bedene sıkılmış sahte parfüm etkisinin
dayanılmaz ağırlığı altında ezilmekteyiz (bababababa, cümleye bak…). Bir süre
sonra beyin hücrelerimiz ölmeye başlayacak, şahsen şimdiden bi alıklık çöktü
üstüme, geçen gün Ege’ye “size baba diyebilir miyim” demişim.
En kısa zamanda bu
soruna bir çözüm bulmanı diliyoruz, bekliyoruz, umuyoruz, istiyoruz, ölüyoruz.
Banu-Başak-Derya
(1 hafta sonra)
Banu:
Ertuğrul, bu konuyla
ilgileniyorsun değil mi? Bugün gene sabah sabah pik yapmış durumda da…
Derya:
Banu Hn’ın iki uç yüzü
görünüyo burda.
1.si son derece şirin
heh heh modu, 2.si ise alırım bak elime kazmayı levyeyi modu.
(Bu esnada kokarca ile komşu olan bir başka mağdurdan mesaj
geldi)
Osman bey:
Banu Hanım merhaba,
Bizim oturduğumuz
bölgede hakim olan kötü koku kaynağının bulunması ve ikaz edilmesi üzerine,
aşağıdaki mesajı ilgili amire göndermeyi düşünüyorum. Sizin de rahatsız
olduğunuzu duydum. Mesajın cc bölümüne isminizi ekleyerek, rahatsızlığın birden
fazla kişiyi etkilediğini vurgulamak istiyorum. Müsaade eder misiniz?
Banu:
Osman bey, ben zaten bizim grup adına bir mesaj attım Ertuğrul’a, bunu siz yollayın, ayrı ayrı
mesajlar gitmesi iyi olacak. Vallahi ruhumu teslim etmek üzereyim yani…
Osman bey:
Tamam
Banu Hanım, ben de ayrı olarak göndereyim. Bilginiz olmasını istedim.
İyi
çalışmalar.
(Bu yazışmayı ofistekilere yolladım)
Banu:
Arkadaşlar, gittikçe
güçleniyoruz, sonunda SWAT eşliğinde banyoya sokacaz sanırım bunu…
Derya:
SWAT neee?
Başak:
Amerikan
özel polis timi. Special Warfare Assault Team gibi bir şey olabilir. Çok
fenadır o abiler
Banu:
Amerikalıların özel
SWAT team’leri var ya, operasyon falan yaparlar, ay dur internetten bakayım.
Evet, bilgi veriyorum;
(Başak, amma uydurmuşun kısaltmanın açılımını)
SWAT (Special Weapons And Tactics - Özel Silahlar ve
Taktikler Birimi) Amerikan eyaletlerinde teşkilatlanan seçkin bir milis taktik
birimidir. Düzenli bir eğitim ile yüksek riskli işlemleri gerçekleştirmek için
eğitilmiştir. Görevleri rehine kurtarmak ve yüksek riskli tutuklama, arama ve terörle mücadele operasyonlarıdır. Bir SWAT timi genellikle hafif
makineli tüfekler, saldırı tüfekleri dahil olmak üzere özel silah, av tüfeği
ihlal, kargaşa kontrol ajanları, sersemletici el bombaları ve keskin nişancı
tüfekleri ile donatılmıştır. Ayrıca gece görüşü için özel donanıma ve özel can
yeleklerine sahiptir.
Bizimkisi “yüksek riskli tutuklama”ya giriyor…
Derya:
Anaa.. heycanlandım bak
şimdi. Çok havalı bi operasyon olur bu. Tam Çıplak Silah bilmemkaç filmlerine
konu olcak cinsten geyik bişi.
27 Şubat 2014
Banu:
Ya Begüm, bak ben vallayi bırakacam bu Çalıkuşu’nu, mübarek
aksiyon filmine döndü. Valla bu sefer pek sıkıldım, puzzle’la uğraşıyor olmasam
çoktan yatardım herhalde. Kamran falan hiç gözümde yok valla…
Begüm:
yav sorma, bende surekli birbirlerini asklarini ilan
ettikleri bolumleri ozledim. Acaba ne zaman donerler ki? uff uff
Banu:
Ayrıca Neriman da ölsün…
Begüm:
LOL ne istersen.
27 Şubat 2014
Meşhur yazarların özlü sözlerini yolladım.
Banu:
Çok güzelmiş, hele
Çehov’un “hayat seni güldürmüyorsa, espriyi anlamamışın demektir” süpermiş...
Gerçi Çehov’un öykülerini hatırlayınca biraz huylanıyor insan, espri anlayışı
farklı deyip geçelim bari, kendisi gülmüşse sorun yok...
Derya:
beğendim
aferin adamlara
Banu:
Dostoyevski
duyaydı mutlu olurdu senin takdir ettiğini Edacım…tabi diğerleri de…
Derya:
Evet tabi
05 Mart 2014
Feyzan izinliydi, elemanlarla ilgili bilgi veriyorum.
Banu:
Feyzan, elemanların
çürük çıktı. Biri bi köşede biri bi köşede ruhunu teslim etmek üzere. Derya
doktora gitti, rapor alacak. Başak da ayakta duramıyor, sanırım o da rapor
alacak. Diğer ikisi şimdilik iyi görünüyor. Kuluçka evresindeyseler
bilemeyeceğim. Beni soracak olursan, domuz gibiyim. Hepsini gömmeyi
düşünüyorum.
Tarlalara süne
zararlısı musallat oldu. Sarı kız da yavruladı.
Bilgine.
Feyzan:
Banu,
Seni oraya baş teyze
pardon, baş apla die oturttuk, bu çocuklara sahip olamadın mı? insan zencefil,
limon, bal getirir, zorla içirir… ben olsaydım onların burunlarını tuta-sıka
içirirdim, (ama ikisi de pek salya sümüktü)
Gözüm arkada kaldı
şimdi, bari diğer ikisine iyi bak, kırbacı eksik etme..(bir an gözümde deri
elbiseler içerisinde eli kırbaçlı sarı saçlı Banu’yu görür gibi oldum)
Banu:
(18 ya da 19. yy.a ait bir küçük kız tablosu bulup
yolladım, kızın elinde kırbaç var)
Ben anca böyle olurum…
Feyzan:
Bu da pek masum oldu
ama..
Banu: (Zeyna gibi bişi
yolladım, kırbaçlısından)
Peki buna ne dersin?
Yani biraz (!) fotoşortla buna benzeyebilirim…
Feyzan:
Yav ne diyorsun!!! Bu
tıpkı sen vallahii
Bi de mavi gözlük taksak
bu hatuna, Banu diye yemin ederiz…
Banu:
Tabi canıııım, biraz
omuz, biraz göğüs, 26cm kadar da bacak eklersen, aynı ben…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder