11 Ağustos 2016 Perşembe

Dayımı Kaybettik, Yazı, Amcamı Kaybettik, Neruda, Dizanteri

10 Eylül 2013

Banu:
Kıslar, geçen Cuma dayımı kaybettik. Hafta sonu cenazeye gittik İstanbul’a, gömüp geldik. Bekliyorduk gerçi, yani en fazla 6 ay falan vermiştik ama 1 ay da çok çabuk oldu. Neyse işte, bir varmış bi yokmuş.

Bu arada, Ege de hazırlığı atladı.

Öptüm herkeşleri.

12 Eylül 2013

Bi firmaya önemli bir yazı hazırlanıyor, yazıyı yazan kişi “yorumlarınızı alabilir miyim?” diye bana yollamış.

Banu:
Süleyman bey, 1-2 düzeltme yaptım, öneri kapsamında değerlendirebilirsiniz.
Elinize sağlık.

Erhan bey:
1-2 düzeltme derken?

Banu:
Abartmışım di mi? Ama herkesde başöğretmen kompleksi vardır biliyosunuz, fırsatını bulup da kırmızı kalemle yazı düzeltmeyen birine rastlamadım henüz. Dediğim gibi, benimkiler öneri, hiç birini yapmayabilirsiniz.

14 Eylül 2013

"360 Derece Yetkinlik Değerlendirme Uygulaması Hk." konulu bir yazı geldi yöneticilere.

Feyzan:
Banu,
Şu yazıyı anlamaya bile vaktim olmadı, zaten her ne isteniyorsa, istenen tarihe kadar veremiyorum.
Sen ne istendiğini anlayabilir misin ltf? Ben gelince gecikmeli cevap veririm artık.
Tşk.

Banu:
Sonradan cevaplayabileceğin bir şey değil, 17 Eylül’e kadar amirini değerlendirmen gerekiyordu.
Geçmiş ossuun.

Feyzan:
İyi de neyi?

Banu:
Müdürümüzü, iyi uçuyo mu, çok kaçıyo mu falan, 20-25 tane soru var, onları cevaplayacaktın.

16 Eylül 2013

Banu:
Feyzan, şaka gibi gelecek ama valla ciddi söylüyorum, bu sefer de amcam vefat etti. Hani 1,5 sene önce falan yengem ölmüştü “amcamı bekliyoduk yenge gitti” demiştim, işte bu sefer de amcam gitti. Babam çok kötü oldu, çok üzüldü yazık, yani amcam alzheimerdı ve 3-4 senedir bilinç falan yok gibi birşeydi zaten ama bu üstüstelik bi tuhaf yaptı hepimizi. Bu bize bi mesaj mıdır nedir anlamadım ki. Her hafta birini gömeceksek işimiz var yani. Hayır bişi diil, çok geniş bi aile de değiliz, töbe töbe...

Neyse yani, netice itibariyle yarın ve öbür gün işe gelemeyeceğim de, haberin olsun.

Size iyi yolculuklar.

Feyzan:
Başınız sağolsun

18 Eylül 2013

Barış:
Gelim mi?

(2 saat sonra)

Barış:
Kimseden ses çıkmadı. Ben de gelmiyorum….

Kerim:
Pardon üstad yeni döndüm yerime, mesajını da yeni gördüm.

Melih:
Ama, top sendeydi. Bu gol sayılmaz, ofsayt var.

Aslan:
Yarın gel o zaman, ben de toplantılarda kaybolmuştum.

Barış:
Yarın ve juma Kayserideyim. Haftaya bakarız artık.

(Ertesi gün)

Banu:
Barış’cığım, ben işte değildim. Yoksa böyle olmazdı biliyosun. Biz aile aktivitesi olarak her hafta yurdun muhtelif yerlerinde birini gömüyoruz da, o sebeple biraz uzak kaldım mevzuya.

Sen sormadan ben söyleyeyim, 7 eylülde dayımı, 15 eylülde amcamı kaybettik. Biri İstanbul, biri İzmir. Anneme dedik dayımın duasını beklet, amcamla ikisi bi seferde çıksın, hatta bu hafta sonunu da geçirelim, neme lazım, ondan sonra dua mua okutun diye, töbe töbe...

Barış:
Başınız sağolsun, sabırlar.
Haftaya Kayseri seyahatinden yırtabilirsem, çarş-Perş gelebilirim.

25 Eylül 2013

Banu: (İş yerindeki kızlara yolluyorum)
Bi arkadaşım Pablo Neruda’nın aşağıdaki şiirini yollamış, başına da “Naaaapsak Banu naaapsak???” diye yazmış.

Yavaş Yavaş Ölürler

Yavaş yavaş ölürler
Seyahat etmeyenler.
Yavaş yavaş ölürler
Okumayanlar, müzik dinlemeyenler,
Vicdanlarında hoşgörüyü barındıramayanlar.

Yavaş yavaş ölürler
Alışkanlıklarına esir olanlar,
Her gün aynı yolları yürüyenler,
Ufuklarını genişletmeyen ve değiştirmeyenler,
Elbiselerinin rengini değiştirme riskine bile
girmeyenler,
Bir yabancı ile konuşmayanlar.

Yavaş yavaş ölürler
Heyecanlardan kaçınanlar,
Tamir edilen kırık kalplerin gözlerindeki pırıltıyı
görmek istemekten kaçınanlar.

Yavaş yavaş ölürler
Aşkta veya işte bedbaht olup yön değiştirmeyenler,
Rüyalarını gerçekleştirmek için risk almayanlar,
Hayatlarında bir kez dahi mantıklı tavsiyelerin dışına
çıkmamış olanlar 

Pablo Neruda

Ben de şöyle bir cevap verdim:

(İç ses) Acıdı be... lan bu adam bizi tanıyo mu yoksa?
(Dış ses) Amaaaan, ko g.tüne gitsin, biz yavaş yavaş ölüyoruz da başkaları kazık mı çakıyo? Allaalla yaaaa, ben de şimdi buna tam karşıt bişi yazsam hangimizin haklı olduğunu kim söyleyebilir? Mesela;

Yavaş yavaş ölürler
Alışkanlıkları olmayanlar,
Habire yön değiştirenler,
Risk almayı renkli giyinmek sananlar
Önüne gelenle derinliksiz muhabbetler yapanlar

Gibi.

Nasılım???

Derya:
Hayatımda böyle üste çıkmacılık görmedim… Pes doğrusu… süpperr!!
Banu Hanım,
Size havada karada denizde ölüm yok..
Ahanda buraya yazdım.

Şule:
Neruda’yı bir fiskede silkeledi kadın yaw. Başa çıkılmaz

Banu:
Taabi... Üstelik en iyi araba Toyota, en iyi iş yeri burası, en güzel ev bizimkisi, en güzel okul da Bilkent. Bunlar değişirse, o zaman görüşürüz tekrar...

Derya:
Zeka şekerim zeka.. kim durabilir önünde?
Bunlar değişmez. Dünya Banu Hn’ın ekseninde böyle dönüyor.

Banu:
Evet şekoş, anladınız siz onu. Hayatımda her şey olması gerektiği gibi oluyor, kötü şeyler bile.

Şule:
Hmmm sevdim bu felsefeyi.

26 Eylül 2013

Banu:
Ben öğlen bölüm arkadaşlarımla yemeğe gideceğim. Sizinlen yarın görüşürüz.

Bu arada, 1,5 gündür Ege’nin karnı ağrıyordu, dizanteri olmuş. Dün 2 kere acile giderek rutinimizin dışına çıktık, yani genelde 1 acille hallederdik, bu sefer 2 acille anca... Çünkü babasıyla ilk gittiklerinde (akşam üstü 17:15 civarı oluyor) röntgen falan çekmişler, bağırsaklar ince bağırsağa kadar dolu, ağrıyı yapan budur diyip lavman yapmışlar, serum vermişler, yollamışlar eve. Fakat karın ağrısı geçmiyor bir türlü, kıvranıyor çocuk, tekrar aradım doktoru, tekrar getirin dedi, bu sefer gaita aldılar, netekim gaitada mukoza ve lökosit çıktı. Gene serum verdiler, 5 tane ilaç yazıp yolladılar. Dün gece uyuyabildi.

Bu acillerden hiç kurtulamayacağız galiba, töbe töbe, bari dedim, şuradan bi yatak kiralayalım da dursun kenarda.

Yarın görüşürüz.

Aslan:
Çok geçmiş olsun.

Kerim:
Yarın ben  Bozburun yarım adası koylarında yelken yapıyor olacağım, ptsi görüşürüz. Afiyetler olsun size.

iyi hafta sonları,

Aslan:
Bu öğlen ben de dünya işlerine zaman ayırmak zorundayım. Felsefi dünyamızdan uzak olacağım maalesef.

Melih:
Ben ne yapıyorum bilemedim.
Bir gün mutlaka görüşürüz.
Banu, bu dönem ilk acil gidişi sanırım. Ancak, dizanteri biraz ilginç bir teşhis olmuş. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder