01 Temmuz 2011
Banu:
Ben
dün akşam Ankara Palas’da (nam-ı diğer Devlet Konukevi), özel salonda
Atatürk’ün yemek yediği masada yemek yedim.
Barış:
Keske
rakı da içseydin.
Banu:
Şarap
içtim, rakıyı babam içti. Olmaz mı?
Barış:
Olur
herhalde. Ne bilirim ben.
Banu:
Biraz
depresif gördüm seni. Hayrola? Yaramaz bişi mi var? Bak bugün Denizcilik ve
Kabotaj Bayramıymış, neşelensene.
Aslan:
Duvarı
nem, insanı gam, aman dikkat.
Banu, sen kutsal oldun artık. Heyecan verici.
Banu, sen kutsal oldun artık. Heyecan verici.
Banu:
Valla
öyle. Tam da orada, o salonda, düşün yani. Başka da kimse yoktu, yani Palası
kapatmış gibi olduk, herkes bizle ilgilendi, garsonun biri sandalyeni tutuyor,
diğeri şarabını koyuyor, beriki yemeğini getiriyor falan. Annemle Babam da çok
mutlu oldular.
Aslan:
İyi
bir evlatsın. Ayrıca ne şanslısın ki, sana da böyle davranacak iyi bir evladın
var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder